sigortalı olmayanlara ayda 213 tl ödeme dayatması

entry195 galeri
    145.
  1. kasım 2010'da doğum yaptım, ücretli ücretsiz izinlerim hepsi mart 2011'de bitti. 4 aylık çocukla işe dönmeye zorlanmış olmam başka bir entry konusu tabii. Ben doğum iznindeyken eşim yurt dışında çalışmaya başladı. Çalıştığı şirket yasal zorunluluk olmadığı için yurtdışında çalışırken sigortalı yapılmadı. Benim de eşimin yanına gitmem gerekeceği için işten ayrılmam gerekti. Zaten çocuğuma kendim bakmak istiyordum. işyerimle konuşup beni onlar işten çıkarmış gibi bildirim yaptırdım ve 8 ay işsizlik sigortasından faydalandım. Devlet-i alimiz lütfetmiş işsizlik sigortasından faydalananlara (ki o sigortayı hak etmek aslında hiç kolay değil) sigorta primi ödüyor. Bu süre içinde kendisi ve ailesi de tedavi alabiliyor. Aralık 2011 de işsizlik sigortam da sona erdi ve eşim hala yurtdışındaydı. bir yaşındaki bebeğimin sağlık güvencesi ortadan kalkıyordu. ilk başta 18 yaş altına anne babasının sigortası olmaksızın bakılacağı bilgisiyle sistemlerinde gerekli geçişi yapsınlar diye sgk'ya gittim ve bana bu salak uygulama bildirildi. ikametgahımın olduğu yerin kaymakamlığında gelir testi yaptıracakmışım da, o test kredi kartlarımla karşılaştırılabilirmiş ve yalan söyleme şansım yokmuş, halime bakılırsa en yüksekten ödemem gerekecekmiş, eğer yaptırmazsam sağlıktan faydalanamayacağım gibi bir de ceza ile karşılaşacakmışım diye söylediler. Hatta büyük bir iyilik yapıp 213 tl GSS'ye ödeyeceğime 290 TL isteğe bağlı emeklilik primi ödeyip emekliliğime de yatırım yapmamın mantıklı olacağını öğütlediler. Çaresiz kabul ettim. Beğenip de kullanmadığım sağlık hizmetleri için yaklaşık 2500 tl ödedim 8 ay boyunca.

    Sonra eşim türkiyeYe döndü ve tekrar sigortalı oldu, ben de gidip isteğe bağlılığımı ve dolayısıyla zorunlu prim ödememi sonlandırmak istedim. Ağzında köpek boku kadar sakız olan kevaşe bir memure bana bir form doldurttu ve sen şimdi git 15 gün sonra gel, kocanın üzerine kayıt ettir kendini dedi. Peki diyip gittim, sonra fırsatım ve de ihtiyacım olmadı, cehennemin dibindeki SGK müdürlüğü'ne gidemedim. Aylar sonra şeytan dürtüp iş bankasında prim borcum var mı diye sorgulattığımda üzerimde 1200 tl borç çıktı. SGK'ya gittiğimde ödediğimiz primlerin neye yaradığını da öğrendim. Meğer her ilde bir veya iki olan SGK müdürlüğü sayısını ilçe sayısı kadar yapmışlar ve sigortalıları ikametlerine göre dağıtmışlar, her birine yeni binalar yeni badem personeller tabii... Benim o kevaşe memureye verdiğim formun bu devir teslim işleri arasında kaybolduğunu, o kevaşenin de sigorta kapamamı yapmadığını öğrendim. isteğe göre sigortalılık borçsuz ve geriye dönük olarak sonlandırılabiliyormuş, yani ödediğiniz kadar süre için sigortalı olarak sayılabiliyormuşsunuz, primini ödememeye başladığınız dönemden itibaren de sigortasız sayılıyormuşsunuz, borcunuz da siliniyormuş. Kapatayım dedim ama bu sefer de eşimin çalışmaya başladığı tarih ile eşimin üzerinden sağlık hizmetleri almaya müstehak sayıldığım provizyon tarihleri arasındalki süre için GSS primi tahsil edeceklerini söylediler. Çıldırdım. Kevaşe bir karının sorumsuzluğu nedeniyle o kadar para vermem gerekmesine delirdim. Bir süre sonra bir yerlerden bağlı bulunduğum sgk müdürlüğünün başındaki bademi tanıyan birisine ulaştık. Onun selamıyla badem müdüre gittim ve durumu anlattım. Badem Müdür bana sistemin bu problemi kendi içinde çözeceğini yani eğer bana sistem prim borcu çıkartırsa onların eşimin sigorta kayıtları ile karşılaştırma yapıp bu borcu re'sen silecekleri konusunda garanti verdi. O günden beri aklıma geldikçe ziraat bankasına gidip borç soruyorum. Biliyorum ki bu hükümet biraz daha yolsuz kalırsa eski defterleri karıştırıp benim durumumda olanlardan da para isteyecek.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük