almanyada çalıştığım yerde gerçek durumları rapor edince yerim değişti. evi boşaltmak zorunda kaldım, şimdi başka bir şehirde ve pansiyondayım. şişirilmiş sayılar yollasam alıştığım yerimdeydim.
ev arıyorum. burada boş evlerin çoğuna bakan bir şirket vardı oraya gittim. ne kadar süreliğine tutacaksınız dediler. on sekiz ay için dedim. bu çok zor, bu kadar kısa süreliğine kimse ev vermez dediler. üç sene diye sallasam şimdi yeni evimdeydim.
üniversitede müzik dersinde hoca flüt çaldırıyordu. ben daha çalmadan en yüksek not olan 25 i yazmış haneme. flüt çalmayı sevmem ama hocaya söyledim ben çalmadım hasan çaldı diye. tamam uzatma gel çal dedi. 15 aldım.
üniversiteye hazırlıkta cemaat dershanesinde yatılıyım. pansiyon müdürü ilk toplantıda sordu. sigara içen varsa ya şimdi söylesin ya da sonsuza kadar sussun diye. on beş kişi rahat var içen. iki kişi el kaldırdık. diğer el kaldıran da bırakacağına söz verdi. ben çabalarım ama söz vermiyorum ve sanmıyorum dedim. yıl boyunca uğraştı benimle adam. sınava bir ay kala da yurttan atıldım.
örnekler uzar gider daha. ama şu var ki bunu bilerek yapmıyorsun. programın öyle kurulmuş, öbür türlüsü seni uyutmaz akşam. işte bu yüzden nerde akşam orda sabah. dikiş tutmaz bu hayat.