öncelikle şu müzikle giriş yapmak istiyorum, bu oyunu izleyen herkes o anlarını tekrar yaşayacaktır. umut ve umutsuzluğun sırt sırta verdiği bir oyundu bu. ikinci kez gidip izlediğim ve bundan memnuniyet duymadığım bir oyundu.
Memnunluk hissetmeyişimin temel nedeni, ilk izlediğinizde sözcükler çok büyülü ve etkileyici geliyor. Oyunculara ve yeteneklerine hayran kalıyorsunuz. Sahneler, müzikler beklenmedik hareketler ruhunuzu ya da duygularınızı alaşağı edebiliyor. bu sefer yaşamadım onu ve bazı doğaçlamalar değişiklikler gözünüze çarptığında o özgün ilk günkü izlediğiniz tadı bulamıyorsunuz.
oyuncular harikaydı tabi ama ikinci hayal kırıklığımı da orda yaşadım.bazı insanlar sadece sahnede tanınmalı. gerçek kişilik beklentinin çok altında kalabiliyor. bu da oyuncuya karşı olan duygularınızı zedeliyor ve çöküntü yaratıyor.
Ve siz hep bazı şeyleri ödemek zorunda kalıyorsunuz. kurduğunuz hayallerin bedelini ödemek. ayrı kalışların, hataların, ihmalkarlığın, vefasızlığın, borçlu kalışın, yokluğun, mutluluğun. her şeyin bir bedeli var mıdır tartışılır.