Huzur dolu kanallarıyla, loş caddeleriyle italya'nın incisi, Venedik'in Prensi. Tam anlamıyla müzikal melankoliyi yaşamış olan ve 21. yüzyıl'da bile tapıcılarına fazlasıyla yaşatan, inanılmaz besteci. ''Kızıl Papaz'' (Red Priest) diyorlar ona; saçları acayip bir kızıl çünkü. Papaz, zira kilisede rahiplik de yapıyor. Hem bunun yanı sıra, ''Ospedale Della Pieta'' adlı yetimler yurdunda kurduğu orkestrasına, ayda 3 konçerto* besteliyor ve yetim kızlara keman öğretiyor.
Sonatlarının şöhreti, daha matbaada mürekkepleri kurumadan yayılmış. O kadar beğenilmişler ki, Vivaldi için soylu biri tavsiye mektubu yazsaymış bu kadar etkili olamazmış. Böylece Antonio Vivaldi, Ospedale della Pieta'nın seçkin kişilerinden biri oluvermiş.
1705 yılında sonatların ikinci baskıları yapılmış. Derken Vivaldi ve yayıncısı bir reklam kampanyasına girişmişler. Ellerinde bestecinin Danimarka ve Norveç kralı 4. Frederik'e yazdığı son derece saygılı bir mektup varmış.Bu mektubu, Vivaldi'nin 12 sonatının başına koyunca, bestecimizin itibarı biraz daha artıvermiş. 29 Aralık 1708'de Venedik'e gelen Kral 4. Frederik, görkemli Venedik karnavalından sonra 6 Mart 1709'da, soğuk ülkesine doğru yola çıkarken bavulunda, Venedik'e uğrayan büyük ailelerin pek çoğunun yaptığı gibi, Vivaldi'nin sonatlarını götürüyormuş.
Özellikle ''Op. 3'' (Qpus - 3, yani ''Eser-3'') ile başlayan konçertoları, öteki adıyla ''L 'Estro Armonico'', Kuzey Avrupa'yı fethetmek ve Londra ile Amsterdam'ın zengin yayıncılık pazarında boy göstermek üzere büyük yürüyüşlerine başlamışlar ve Avrupa'yı fena halde sallamışlar. Kimileri fena halde rahatsız olmuş, kimileri öve öve bitirememiş. Kimi de taklit etmeye kalkmış.
Velhasıl, sayamayacağım kadar çok bestesi (500 civarında konçerto) olduğu bilinmesine rağmen, şu günlerde bile yeni besteleri keşfedilmeye devam ediliyor. igor stravinsky denilen besteci, her ne kadar Vivaldi hakkında, ''O aslında 500 beste yaratmadı, 500 kere kendisini tekrarladı.'' demişse de, Vivaldi, Stravinsky'nin eleştiri okları tarafından hırpalanmayacak kadar güçlü bir kompozördür. Bestelerindeki melodilerin özgün yapısı, doğanın konuştuğu dili tam anlamıyla yansıtması, onu hep diğer besteciler arasında bir adım önde tutmuştur. Çok meşhur four seasons konçertosu, Beethoven'ı Pastoral Senfoni'sini yaratırken etkilemiştir. Aşağıda Vivaldi'ye dair üşüdüklerim, Vivaldi'ye dair sevdiklerim, Vivaldi'ye dair kederlendiklerim, Vivaldi'ye dair var olduklarım olacak. Bir gün deneyen birileri olur diye umuyorum: