bilmem kaç metre olan, bilmem nasıl kokan, bilmem şöyle iklimlerde yaşayan, bilmem şu kadar ticareti yapılan, bilmem şu yemek ve içeceklere lezzet veren meyvedir.
hayır efendim limon 'tikivikivaz' için bunu ifade etmiyor. tikivikivaz bu meyveyi günün her saati elma gibi yiyebilir, tuz eşliğinde kabuğunu dahi yediği olur ayrıca bazı kocakarı tavsiyeleriyle yüz temizleyici, arındırıcı olarak kullandığı bile olmuştur. hayır hayır sadece bu değil. tikivikivaz'ın limon aşkı hiç öyle güzel bir başlangıçla olmamıştır. çocuk iken badana yapan annesinin mutfağa gitmesini fırsat bilerek badana fırçasına sarılmıştır ancak kireç kovasına düşmüştür. gözüne kaçan kireç canını acıtmıştır ama kimseye çaktırmamıştır uyuma numarası yapmıştır. akşam tikivikivaz ın gözünü fark eden ailesi doktora götürmekte geç kaldıklarını düşünürlerken eve es kaza uğrayan komşu bir adet limonu gözün içine sıkılmasını tavsiye etmiştir ve malumunuz üzre tikivikivaz korkunç bir hadise ile limona aşık olmuştur. aslında çok acımıştır canı aslında limona karşı küfürler yağdırmıştır ama yine de aşık olmuştur. ''gönlün nereye konacağı belli olmaz''.her neyse asıl mevzu bu değil aslında. tikivikivaz ın limon sevgisini bilmeyen yoktur. tikiviki nin sevdalısı da biliyordur ve ilk sevdalı oldukları yıl tiki nin doğum gününde limonlu pasta kokan bir doğum günü sürprizi hazırlamıştır ama ''yüreği bir yıldız gibi ona bağlanan'' tikivikivaz kendi doğum gününe gitmemiştir. bu yıl ise bir tikivikivaz sevdalısından bir hediye almıştır. bir ''limon ağacı'' ve bu kadar acı bir tesadüfle aşık oluğu limon ağacına iyi bakamamıştır tikivikivaz. günlerdir bunu kafaya takıp ağlamaktadır tikivikivaz. aslında ''limon sonuçta'' diyenleri duyar gibiyim ama bilmiyorum tikivikivaz çok acı çekiyor. zaten tikivikivaz hep en çok sevdiklerini inciten bir insan olmuştur bugüne kadar. sevgisini, ilgisini, şefkatini hak etmeyen insanlara sonsuz ve karşılıksız sevgi vakfederken en sevdiklerini itip, gücendirmiştir.
''ah be limon sen nelere kairsin''
