ladri di biciclette

entry50 galeri
    35.
  1. O yıllarda bile italyan sinematografisi işte böyle yansıtılır. Hikaye sıkıntısı zaten yok. Herkesin başına gelebilecek kadar sade ve yalın anlatılıyor. Bu yüzdendir ki hikayenin içine kendimi rahatça sokabildim. Çaresizliği kovalarken bir yandan da baba-oğul ilişkisine el atan bir yapım. Arada sorunlar olsa da tek dayanakları kendileri. Kimse birbirine sırtını dönmüyor. Koskoca Roma şehrinde bir bisikletin izini sürüyorlar.

    Woody Allen'ın en sevdiği filmmiş. Konu olarak yalın olması insana dram unsurunu daha fazla aşılıyor. Hele ki son sahnesine insana umutsuzluğu aşılıyor adeta. Filmde ki tek dezavantaj bana göre tempo sıkıntısıydı. Vurucu bir yer yoktu bana göre bu filmde. Ayrıca bir bilgi daha vereyim. Bruno, şimdilerde matematik öğretmeni..

    --spoiler--

    Özellikle Antonio'nun oğlunu hiçbir şeyi umursamaz halde pizza yemeye götürmesi ve yine Antonio'nun bisiklet çaldıktan sonra yakalanıp oğluna masum bir bakış atması, Bruno'nun elinden sım sıkı tutması bu ilişkinin inanılmaz bir göstergesi. Açıkçası kaderin insana inanmadığı birşey olsa bile umut sağlayabilecek bir nitelik olduğu gösteriliyor. Öyle ki Antonio başta gelecekten haberler veren kadına inanmayıp bisikleti çaldırdıktan sonra son çare olarak o kadına danışması insanın el mahkumluğunu ve bakış açısını müthiş bir şekilde gözler önüne sermiş. inanç, tabular sayesinde ayaktadır. Eğer ki bu tabular körelirse insanların inançları da ayakta kalamayacaktır.

    --spoiler--
    0 ...