Avrupa liberalizmi içinden doğduğu avrupa iktisadi ve sosyal yapısı gereği sağ ve sol ayrımını çok net bir şekilde yaparken , daha çok doğu iktisadi ve siyasal yapısına sahip olan asya toplumlarında ise merkeziyetçiliğin ve bürokratik yöneticiliğin bir zarureti olarak sağ ve sol kutuplarından ziyade bir status quo liberalizmi görülmektedir . Bu bakımdan ülkemizde de güncel olarak osmanlı bürokratik yapısını ve merkeziyetçiğini kırıntıları ile devralan bir yönetim anlayışı parlementer demokrasi içerisinde hem sağı hem de solu resmi ideolojisi doğrultusunda sürekli ve çeşitli reformlara uğratmıştır ve günümüzde milliyetçilik ile soslanan ulusal burjuva sınıfının neo-liberal politikaları emperyalizmin büyük sermayesi altında çeşitli politik görüşleri , muhalefeti ve azınlıkları bastıran bir ideolojik bütünlük haline dönüşmüştür . Liberalizmin yaşaması için en uygun ortam büyük sermayenin egemenliği altındaki kapitalist devletlerdir .