balık baştan kokar atasözünü bir kere daha hatırlamamızı sağlamış olan filmimsidir. neticede olaya bahadır boysal ve leman açısından baktığımızda çok da farklı ya da objektif bir yaklaşım beklemek fazlaca saflık oluyor.
büşra karakterinin derinliği yok en başta. olaya pat diye giriliyor ve bu hatun kızımız yaşadığı hayatla belki de mecburiyetten uzak durmayı yeğlediği hayat arasındaki ikileme pat diye düşüyor. öncesinde ne yaşandığını ya da ne yaşanmadığını bilemiyoruz haliyle lakin o yaşa gelmiş bir bayanın bu ikilemleri çoktan yaşamış ve aşmış olması gerekirdi kanaatimce. kızın ailesi hakkında da pek bir bilgi edinemiyoruz. kaşları sürekli çatık halde dolaşan bir baba (sanırsınız ki yüz spazmı geçiriyor da bu hal ondan kaynaklanıyor), sadece bir veya iki defa şahit olmuş olsak da dengeyi sağlamaya çalışan bir anne var ortada lakin bu iki karakterle alakalı her şey bunlardan ibaret. islami kapitalizm kurbanı iki aile var ortada lakin hiçbir karakter derinliği mevcut değil.
gel gelelim damat adayının derinliğine indikçe dananın kuyruğu hafif bir çekmeye gerek bile kalmadan kopuyor. müslüman/mü'min bir erkek imajı var ama adamın iç dünyasının hiç de öyle olmadığına şahit oluyoruz. porsche'siyle trafikte toplantıya yetişmeye çalışırken milletin anasına, anasının anasına ve onun da anasına küfreden bir yobazla karşılaşıyoruz. sadece bununla da kalsa iyi, italyan ortaklarına da etmediği küfür kalmadığı gibi arkadaşlarıyla nargile keyfi yaparken söylediği sözlerin de pek manidar olduğunu fark ediyoruz. farklı kesimlerden bu filmi izleyenlerin bu karakter karşısında "bunların hepsi aynı" dememesi işten bile değil. bu açıdan bakıldığında filmin mantığını ve amacını da sorgulama ihtiyacı hissediyoruz. ve işin en acı tarafı da balığın bu karakter açısından en başından kokmuş olması.
klişe konusunda da çok fazla bir şey söylemeye gerek yok. büşra'nın "tek kızınız değil miyim ben, bu mu bana layık gördüğünüz mutluluk?" sözleri de bu tiplerin her zaman yaşadığı şeyler işte bunlar mesajını veriyor alttan altta. klişelerin kralı olmuş bu sahnesi.
gece kulübünde hitleri çakmasının büşra'ya çemkirmesi sahnesine amacını kimse anlam verememiş olsa gerek. nedir yani; "türbana karşı olanlar işte bunlar" mesajı mıdır verilmek istenen yoksa "bunlar bunu hak ediyor" demeye mi getiriyorlar?
ve müthiş final! bıçaklanan yaman'ın başında "yardım edin" diye çığıran bir türbanlı ve etraflarına toplanan onlarca insana rağmen hiçbirisinin kılını bile kıpırdatmaması... "memlekette hiç mi insan kalmadı ey senarist?" sorusunu akıllara getiriyor. büşra kızımızın türbanını çıkarırken bonesini es geçmemesi de manidar olmuş. zaten kafasında emanet gibi duruyordu; çıkardı da rahatladı.