Hani emrah serbes diyor ya '' acılarımız da birbirine benziyor, birbirine benzeyen parmaklar gibi '' acısı acıma benzeyen birini buldum diye sevinmeli miyim , üzülmeli miyim bazen bilemiyorum biliyor musun? Gözlerine baktığımda gördüğüm eski beni unutmak için ben iki senemi verdim be canım şimdi seni ''sevmesem öyle kolay çekip gitmesi . yaralı bir kuş gibi'' diyor bir de kazım koyuncu. Sevmesem seni de bırakıp gideyim. Çünkü ikimiz de biliyoruz ki seven bırakamaz , ama aşık olanın çekip gitmesi kolaydır... Yaralı bir kuş gibi. Bu adamlar boşuna yazmıyor, boşuna konuşmuyor. senin benim iki üç sene çektiğimiz acıyı bunlar da çekmiş besbelli... O zaman anlat bana derdini. Susma. Bazen sadece susmak istiyorum diyorsun. Ben susmak istemiyorum. Susunca aklıma olmadık şeyler geliyor. Susunca aklıma bir zamanlar aşık olduğum geliyor. Aşk öyle basit ve öyle acı verici bir şey ki. Basit çünkü sevginin sıcaklığıyla unutuyorsun onu , acı verici çünkü her aklına düştüğünde yaptığın hatalar ve boş yere çektiğin acılar aklına geliyor. Goethe' nin romantizm tanımı gibidir ben de aşkın tanımı . Çağın hastalığı. Ben iyileştim . Sevgiyle, samimiyetle, iyi niyetle, gülen gözlerinle. Sen bende hastalığa tutulduysan ben giderim... sevmesem öyle kolay çekip gitmesi ama... Kolay olanı yapacak değiliz illa ki bu hayatta.
