yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin

entry10 galeri
    3.
  1. --spoiler--
    "Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin." (Mâide Sûresi, 5/51) Ayetini Üstat, manası ve hükmü kati ve muhkem olanlar sınıfından saymamıştır. Zira bu ayeti sınırlandıran ve hükmünü daraltan hadisler ve fıkhi tatbikler söz konusudur.

    Mesela ehlikitap bir kadın ile evlenmenin caiz olması, ehlikitabın kestiğinin helal olması, onlar ile ticaret hukukunun olması, islam mahkemelerinde şahitlik yapabilmeleri, zimmi hukukunun olması, islam devletinde memuriyetlik yapabilmeleri, bu ayetin mutlak yapısını sınırlandıran diğer hükümlerdir. Bu hükümlerden anlaşılan, bu ayet Yahudi ve Hristiyanlarla mutlak olarak münasebeti yasaklamıyor. Yasaklanan kısım, onların bozuk inanç ve örfleridir. Yani islam ile bağdaşmayan inanç ve muamelelerine yaklaşmaktan men ediyor.

    "Hem de hüküm müştak üzerine olsa, me'haz-ı iştikakı, illet-i hüküm gösterir."(1)

    Hüküm, türetilen kelime üzerine bina oluyorsa, kelimenin türetildiği kaynak, hükmün asıl sebebi oluyor. Yani dostluk kurmayın emri ayetin hükmüdür, bu hükmün bina edildiği kelimeler ise Hristiyanlık ve Yahudilik kelimeleridir. Öyle ise kelimenin türediği kaynak; Hristiyanlık ve Yahudilik dinleridir. Yani siz Yahudilik ve Hristiyanlık dinini dost edinmeyin anlamına geliyor. Zira ayette nazara verilen şahıs değil, şahsın sıfatlarıdır.

    Başka bir örnek verecek olursak; Okul müdürü öğrencilere; öğretmenlerinize karşı hürmetli olun derse, burada hürmetin asıl sebebi öğretmenlik sıfatınadır, öğretmenlerin şahsına değildir.

    O zaman ayette men edilen yasak, sadece batıl dinleriyle ilgili olup, diğer sıfatlar bu kapsama girmez. Yoksa, insan olma, yurttaş olma, komşu olma gibi çok münasebetler ile irtibat kurulabilir, hatta dost olunabilir. Dürüst bir Hristiyan tüccarı, hileci bir Müslüman tüccara tercih etmek doğal bir davranıştır. Ayetin yasak kapsamına girmez. Zira burada dostluk dine değil, ticaret sıfatınadır.

    Bahsi geçen yerin devamında gereken izahı Üstat şöyle yapıyor;

    "Hem de bir adam zâtı için sevilmez. Belki muhabbet, sıfat veya san'atı içindir. Öyleyse herbir Müslümanın herbir sıfatı Müslüman olması lâzım olmadığı gibi, herbir kâfirin dahi bütün sıfat ve san'atları kâfir olmak lâzım gelmez. Binaenaleyh, Müslüman olan bir sıfatı veya bir san'atı, istihsan etmekle iktibas etmek neden câiz olmasın? Ehl-i kitaptan bir haremin olsa elbette seveceksin!"(2)
    --spoiler--
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük