necip fazıl'ı savunmak, insanı ve islam'ı müdafaa etmektir bir bakıma. davayı, hakkı ve hukuku savunmaktır, dar ideolojik tasavvurlara saplanmış zihinlere, üç kuruşluk ampülün sağladığı ışıkla dahi olsa, birazcık aydınlık getirmektir.
necip fazıl'ı anlatmamızı mı istiyorsunuz bizden? anlatsak, anlayabilecek misiniz ki... necip fazıl'a yapılan karalama kampanyası elbette ki karşılıksız kalmayacaktır. bu ülkenin gençliği değerlerine her daim sahip çıktı. bizim gençliğimiz sarıkamış'ta şüheda izindedir, bizim gençliğimiz asım'ın neslinin hayalini kurar, bizim gençliğimiz mehmed akif'in halktan saklanan cenazesine sahip çıkıp toprağa verir... bizim gençliğimiz işte budur. bilmiyor musunuz ki, sizler necip fazıl'a saldırdıkça, bu ruhu körükleyecek ve bu gençliği zafere muvaffak edeceksiniz? necip fazıl'ın davası ve davasını simgeleyen bayrağı asla yerde kalmayacak. o sancağı sahiplenip, bu devletin başına gururla dikecek gençlik, her daim bu topraklarda yetişir. necip fazıl da zaten bunun hayalini kuruyordu:
Mehmed'im sevinin başlar yüksekte;
Ölsek de sevinin, eve dönsek de.
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte...
Yarın elbet bizim, elbet bizimdir.
Gün doğmuş, gün batmış ebed bizimdir.