seviyorsun, hayatına giriyor. hayatına girdiği günden sonra her kararda çoğul düşünüyorsun, onu da hesaba katıyorsun. hiçbir arkadaşınla yapamadığın sohbetleri sevgilinle yapıyorsun. zaten budur sevgili olmanın en büyük gereği. hiçbir arkadaşına soramazsın, kanka bugün vişne çürüğü pantalonumu giyiyorum, üstüne sade beyaz bir tshirt geçirsem yakışıklı olurmuyum sence? diye. ama sevgliye sorarsın, boş muhabbetlerin hepsini onunla yapar ve bundan haz alırsın. onunla geçen dakikalar özeldir, daha önce hiçbir kadınla yaşadığın gibi değildir. diğer kadınlarla yaşadıkların da onla yaşadığın gibi değildir. her sevgiliyle başka duygular. ama mutlu duygular. ona dokununca saatler çabucak gecer. hele soğuk havada, ağır yorgan altında ayaklarını onun ayaklarıyla ısıtıyorsan daha bir özeldir geçen zamanlar.
sonra işler ters gider, anlaşamamaya başlarsın. ayrılmanın zamanı gelmiştir. çirkinleşmeden. çirkinleşmeden ayrılalım demeden. zira en dandik cümlelerden biridir, çirkinleşmeden ayrılalım. ayrılırsınız, çirkinleşmeden. derken bazen denk gelirsiniz, göz göze gelmezsiniz. başka kadınlarla başka adamlarla olursun.
ama hiçbirinde onla yaşadıklarını yaşayamazsın. arada onu aklına getirirsin, birlikte olamazsın onla ama yanında istersin. konuşursunuz, buluşursunuz, gülersiniz geçen zamana ve sevişirsiniz. sanki aylar yıllar geçmemiş gibidir herşey. hiç ayrılmamış, bikaç gün görüşememiş gibi. sevimli laf sokmalar, eskiyi hatırlatcak anahtar kelimeler fısıldarsınız birbirinize. onunla o anları başka kimse yaşatmadığı için özeldir o size.
