kedi sahibini bazen gülmekten yerlere yatıran bazen de yaa sabır çektiren garip huylardır.
kendi suyundan inatla içmeyip ne zaman lavaboyu açsam oradan su içmek istemesi. (beyefendi suyu açar açmaz kafasını sokuyor lavabonun altına, bu sebeple ilk önce onun işini bitirmesini bekliyorum lavaboyu kullanmak için.)
kapı çalınca deli gibi heyecanlanması ve 2345 km/s hız ile kapıya koşması.
oyuncaklarını ısrarla önüme getirip orada oynamaya çalışması. (örneğin proje falan çiziyorsam klavyenin üzerine getiriyor o sıra ne ile oynuyorsa. oyuncağı başka bir yere atıyorum yine getiriyor, yine atıyorum yine getiriyor... ve bu yaklaşık 203592305 kez tekrarlanıyor.)
küçük bir bebe iken edindiği omzuma çıkıp oraya uyuma alışkanlığını büyüme çağında da sürdürmeye çalışması. (ulan sığmıyorsun işte koca popo, kabul et artık bunu.)
plastik çöp poşetlerine gıcık olması, evdeki açıkta duran bütün poşetleri parçalaması.
evde birisi hapşırınca ödünün bokuna karışması, evdeki en uzak köşeye doğru koşarak kaçması. (ulan kaç hapşırık gördü hala alışamadı buna.)
ev içerisinde saklanabileceği onca yer varken ısrarla halıların altına girmesi ve orada gerçekten farkedilmediğini düşünmesi. (ben de böyle durumlarda hiç bozuntuya vermiyorum, kendisini görmemezlikten geliyorum.)
eve yeni biri geldiğinde inanılmaz şımarması.
bütün ısıtıcılardan ölesiye korkması. (halbuki kedi dediğin sıcak bulduğu zaman mayışır orda... bizimkisi uzaylı görmüşçesine garip garip bakıyor aletlere.)
konu mama olunca yalakalıkta sınır tanımaması. (mama verirken gar gar gur gur, ama yedikten sonra auuvvv.)
lazerin çalışma prensibini kavraması. (artık elime lazeri aldığımda heyecanlanıyor, gözleri ile yeri tarıyor o kırmızı nokta nerede diye)
büyüdüğünü idrak edememesi. (yavruyken girdiği bütün deliklere büyüdüğü zaman da girmeye çalışıyor ve siz de kafası içeride poposu dışarıda kalmış bir kedi manzarası ile karşılaşıyorsunuz sık sık.)