ben seni kendime yasakladim

entry3 galeri
    3.
  1. bazan seninle ne güzel anlaşıyoruz
    (örneğin hangi diş macunu daha iyi, bu seçimlerde kime oy vermeli)
    ama bazan da bütünüyle ters düşüyoruz
    (ben haikulardan hoşlanıyorum , sen sonelerden)
    o zaman birkaç gün hiç konuşmuyoruz

    dedim ya, ben seni kendime yasakladım
    bütün gün ağaçlara tırmanıyorum
    (sırf kuşları şaşırtmak için)
    çocuklara bilmedikleri oyunları öğretiyorum
    (çoğunu bir gece önce uydurmuş oluyorum)
    ne o öyle, ne zaman görsem saklambaç, yakartop, birdirbir
    klişelerden hiç mi hiç hoşlanmıyorum

    arada bir tavlalara gidiyorum
    seyislerden izin alıp atlarla biraz konuşuyorum
    hepsi de beni öyle seviyor ki
    her seferinde onlara daha çok şeker götürüyorum

    sen şimdi şaşıyorsun ne çok şey yaptığıma
    bu kadar iş yirmidört saate sığar mı diyorsun
    (ilk bakışta ben de sana hak veriyorum)
    ama bir şey söyleyeyim mi
    bütün bunlardan sonra yine de boş vaktim kalıyor
    hatta bütün bu saçmalıklar o kadar az vaktimi alıyor ki
    bütün gün ne yapsam diye kara kara düşünüyorum

    bazan serbest bırakıyorum seni kendime
    o zaman evinin önüne geliyorum
    (saat tam kaçta çıkacağını biliyorum)
    çıkar çıkmaz sana saati soruyorum
    (ne yapayım daha iyi bir mazeret bulamıyorum)
    sen de her seferinde saatin olmadığını söylüyorsun
    çok yazık deyip uzaklaşıyorum oradan
    (bu her seferinde böyle oluyor
    ama sen yine de bana hiç kızmıyorsun)

    şarapçılarla yarenlik etmeyi seviyorum
    (gerçi fazla samimi olmaya gelmiyor, çok içince mutlaka maraza çıkartıyorlar)
    onlara hayatın anlamını soruyorum
    yanıt olarak benden bir sigara istiyorlar

    sonra bir gemi batacakmış gibi oluyor
    sakın ha diyorum bir batık daha kaldıramam
    böyle şeyleri benden başka dert edinen olmamasına şaşıyorum

    ama ben seni kendime yasakladım
    bütün gün duvarları boyuyorum
    (bir gün gözlerinin rengine, bir gün dudaklarının)
    bütün kazancım boyalara gidiyor
    ama olsun duvarlara bakınca gözlerini görmüş gibi oluyorum
    (bazan da dudaklarına dokunmuş gibi)

    canım sıkkınsa kimseyle konuşmuyorum
    (o çok sevdiğim otobüs şoförüyle bile)
    seninle bile
    o zaman sanki bir kılıç balığı şöyle bir sıçrıyor
    ve tekrar sulara gömülüyor yarı baygın

    kimi zaman akşam olmak bilmiyor
    çocuklar bile asık yüzlüymüş gibi geliyor bana
    sanki her ağaca asılı bir ölü var
    böyle günlerde alıp başımı gidiyorum
    yürürken üzerimdekileri çıkarıp atıyorum bir yandan da
    çırılçıplak kalınca geri dönmeye başlıyorum

    belki de yasaklamamalıydım seni kendime
    belki de daha sık düşünmeliydim seni
    daha iyi şiirler yazmalı ya da hiç olmazsa
    daha çok yangın çıkartmalıydım
    ;ki kül olup gitsin içinde avare kemiklerim

    ama ben seni kendime yasakladım
    bütün gün deniz kenarında dolaşıyorum
    dalgalar bana hiçbir şey söylemiyor
    ben yine de onlara iyi davranıyorum

    bazan Ay bana bir sır verecekmiş gibi oluyor
    sanki belli belirsiz boğazını temizliyor
    buyrun diyorum ben de hemen, sizi dinliyorum
    ama o sırtını dönüp uzaklaşmaya başlıyor

    bütün gün kapımın önünü temizliyorum
    sonra ordan mavi bir kuş havalanıyor
    bir kedi ıslık çala çala önümden geçiyor
    çöpçüler nedense hep mutsuz görünüyor

    bu kış oldukça sert geçiyor
    ceviz büyüklüğünde tanelerle yağıyor kar
    bazan bir tanesi avuçlarıma düşüyor
    buzdolabına yetiştiremeden avcumda can veriyor
    ne yalan söyleyeyim işte o zaman boğazıma bir şeyler düğümleniyor

    ben seni kendime yasakladım
    bütün gün misketlerimle oynuyorum
    kırık bir kaleydoskopum var
    bazan gözümü yapıştırıp dalıp gidiyorum saatlerce
    sanki oradan birisi bana el sallıyor
    (bu belki sensin, belki de değilsin, kesin olarak bilmiyorum)

    sabah olunca kuşları uyandırıyorum
    bazıları bana yeni öğrendikleri aryaları söylüyor
    sonra da gagalarını uzatıp birer solucan istiyorlar
    (sanki ben solucanlara kıyabilirmişim gibi)
    elbette biraz susamla yetiniyorlar

    sana öyle çok şiir yazdım ki
    üst üste koyunca boyumu bile geçiyor
    ama bazıları o kadar ahmakça şeyler ki
    okurken utançtan yüzüm kızarıyor

    ne zaman yağmur yağsa gözlerim biraz nemleniyor
    ne gereği vardı şimdi diyorum
    oturup güzel şeyler düşünmeye çalışırken
    örneğin parktaki çocukları, o şoförü

    ama ben seni kendime yasakladım
    oturup bütün gün bu şiiri yazıyorum..

    KORKUT KABAPALAMUT
    0 ...