ben seni kendime yasakladim

entry3 galeri
    2.
  1. sana hiç laf söyletmiyorum
    mesela, birisi beni hiç sevmediğini söyledi değil mi
    (bu ben de olabilirim)
    onu hemen oracıkta öldürüyorum
    (sonra isa geliyor, biraz mırıldanıyor ve..)

    çocuklarla çok iyi anlaşıyorum
    onlara günün birinde delirirsem sakın beni
    taşlamayın diyorum
    onlar da hemen söz veriyorlar
    (ama çocukları bilirsiniz, onlara pek de güvenemiyorum)

    çok yakın bir arkadaşım var
    (adının ne olduğunu hala bilmiyorum)
    bazan oturup birlikte içiyoruz
    ona her seferinde kendine bir kız bul artık diyorum
    (nedense o da bana aynı şeyi söylüyor
    tuhaf bir durum, kabul ediyorum)

    şarkı söylemeye çok utanıyorum
    (bütün yüzler bana çevrilecekmiş gibi geliyor)
    çok istersem, biraz gitar çalıyorum
    perdeleri çekip deli gibi dansediyorum
    (kapı da sımsıkı kapalıysa)

    insanlar durmadan konuşuyor
    (ben kesinlikle cevap vermiyorum)
    Başkalarının bu kadar akıllı oluşuna şaşıyorum
    Nasıl olup da her şeyi biliyorlar
    (bense hemen hemen hiçbir şey bilmiyorum,
    buna da ayrıca şaşıyorum)

    aynaya pek sık bakmamaya çalışıyorum
    (söylemiştim, epeyce borcum birikti kendime)
    ya da belki ismimi sorar da bilemem diye korkuyorum
    (yanlış hatırlamıyorsam bundan da biraz söz etmiştim)
    ben de saçlarımı el yordamıyla tarıyorum
    tıraş olmak içinse berbere gidiyorum
    (tahmin edersiniz, aynaya sırtımı dönüyorum)

    canım seni görmeyi çok isterse
    oturup bir resmini yapıyorum
    (sana benzetebildiğimi pek söyleyemem)
    sonra kendime bir votka hazırlayıp
    sana annabell leeyi okuyorum
    (bu şiirde ne buluyorsun hiç anlamıyorum)

    dışarıda yağmur yağmıyorsa acayip bozuluyorum
    oturup ilyadayı ezberlemeye çalışıyorum
    o sırada telefon falan çalarsa
    kesinlikle cevap vermiyorum

    bazan canım gerçekten sıkılıyor
    o zaman kendime biraz içki koyuyorum
    ışıkların hepsini kapatıyorum
    ilk yudumu hep senin şerefine içiyorum
    (bir keresinde unutmuştum bunu, saklamıyorum)

    o gün seninle karşılaşmışsak
    mutlaka oturup bunu not ediyorum
    (üzerinde ne vardı, gülümsüyor muydun)
    eğer birini sana benzettiğimi fark etmişsem
    yazdıklarımı hemen o an yırtıyorum

    bazan bütün gün şiir okuduğum oluyor
    (kan dolaşımım biraz hızlansın diye)
    örneğin bu sabah aynı şiiri yirmi defa okumuşum
    (yine de ezberleyemedim, işte buna çok içerliyorum)

    o gün günlerden Cuma'ysa
    mutlaka biraz gülümsüyorum
    en güzel giysilerimi giyip sokağa çıkıyorum
    kızın biri şöyle alıcı gözle bakarsa bana
    bu iş bu kadar deyip evime dönüyorum
    (yanlış anlamayın, bunun pek sık olduğunu savunmuyorum)

    bazan eski günlüklerimi karıştırıyorum
    her seferinde kendime hayret ediyorum
    ne acayip bir adammışım ben diyorum
    (sanki şimdi çok normalmişim gibi)
    yine de kendimi bir şekilde bağışlıyorum

    sokaklarda hızlı hızlı yürüyorum
    ya birisi bana saati sorarsa, ya biri el ilanı falan uzatmaya kalkarsa,
    (böyle şeylerden pek hoşlanmıyorum)
    ama bir tatlıcıya rastlamışsam
    mutlaka girip oturuyorum
    ne yiyeceğime bir türlü karar veremiyorum,
    bir iki saat öylece oturup düşünüyorum,
    sonra da hiçbir şey yemeden kalkıyorum,
    (bana sorarsanız, böyle olacağını daha baştan biliyorum)

    kendime biraz mesafeli davranıyorum
    belki de fazla şımartmak istemiyorum
    örneğin her sabah günaydın derim kendime
    ama bazan söylemeyi unutmuş gibi yapıyorum

    insanlarla kavga etmemeye çalışıyorum
    biri bana vurmuşsa başkasına benzetmiş olmalı diyorum
    bir süre bunu itiraf etmesini bekliyorum
    etmiyorsa adam sen de deyip oradan uzaklaşıyorum

    kuşlarla aramdan su sızmıyor
    (gerçi geçen gün bir tanesiyle biraz tartıştık,
    neymiş, bayat yem atmışım önüne, böylesini yiyemezmiş,
    karnı da öyle aman aman aç değilmiş zaten,
    yemezsen yeme dedim ben de, mendebur hayvan,
    onu da bulamayan kuşlar var, bence bunu biraz düşünmelisin)
    (bazı kuşları anlamak gerçekten de mümkün olmuyor)

    barlara gitmeyi pek sevmiyorum
    (dünya gözüme başka türlü görünmüyor)
    eve gelip biraz uzanmayı tercih ediyorum
    gerçi birkaç dakikadan fazla yatamıyorum
    (sanırım biraz sinirli bir adamım)

    bazan gelip benden bir şeyler istiyorsun
    (bir çakmak, bir kitapçık)
    nedense hep bende olmayan şeyleri seçiyorsun
    her seferinde de iki elinle birden kapıya yaslanıyorsun
    (bundan tuhaf bir zevk aldığımı itiraf ediyorum)

    ama ben seni kendime yasakladım
    bütün gün balık avlıyorum
    bazan kendime telefon ediyorum
    nedense hiçbir zaman evde olmuyorum
    (sandığınızdan daha meşgul bir adamım)

    bazıları biraz çatlak olduğumu düşünüyor
    selam bile vermeden yanımdan geçiyorlar
    ben de içimden canınız cehenneme diyorum
    saati sorarlarsa mutlaka yalan söylüyorum

    ne zamandır bir tiyatroya gideyim istiyorum
    (sırf vestiyere bırakabilme zevki için bir şemsiye edinmeye değer)
    ama ya oyun iyiyse de sen kaçırdın diye üzülürsem deyip gitmiyorum
    (buna inanmayabilirsin)
    ben de oturup kendi oyunlarımı kendim yazıyorum
    (çoğu ilionda geçiyor, homer'den esinleniyorum)
    0 ...