Hayatın bir geri sayımdan ibaret olduğunu farkettiğinde içinde hep bir geç kalma korkusu oluyor. ilk kez geç kaldığını farkettiğinde büyüyüveriyorsun. Bir daha asla yetişemeyeceğine inanmaya başladığında yavaş yavaş ölüyorsun. Gerçekçi olmakla kötümser olmak arasındaki nadide çizgi tam da burada belirginleşiyor! Kötümser, melankoli erbabı kesiliyor. Gerçekçi ise sadece bekliyor ve seyrediyor! Sonra yaşının adamı olamıyorsun bir türlü! Dünya ve sakinleri küçüldükçe küçülüyor gözünde! Yalnız hissediyorsun; hatta kendini yalnız kılıyorsun. Her şeyi sorgulamak için çokca zamanın oluyor; beklerken insan en çok da kendini sorguluyor! Hiç bitmeyen bir mahkeme! Suçlayan sen, savunan sen, muhakeme eden sen! Gereği düşünülüyor, düşünülüyor, düşünülüyor...
Hayatın bir geri sayımdan ibaret olduğunu farkettiğinde büyüyorsun. Ruhundan içre bir adalet divanı kuruyor, bitmeyecek bir davayı görüyorsun...
Benziyoruz değil mi?
- Kim bilir? Bir kestirme bulur çıkarım belki geç kaldıklarımın karşısına!