ego diye bir nanenin olduğu, akbil denilen olaydan bihaber bir belediyeye sahip kart biriktirmek zorunda kaldığınız, paso denilen bir nane yüzünden de öğrencileri çileden çıkaran ulaşım konusunda sıçmış şehir. hala 78 model man ve 0302 kullandıklarına mı yanayım, bunların bakımsız oluşuna ve koltuk niyetine yerleştirilmiş plastik üzerinde kıvranan kıçıma mı yanayım. bazılarının ismi anılırken başındaki i. ibaresi unutulmuyorsa bir nedeni vardır mutlaka.
her ne kadar istanbul'la kıyaslamak istemesemde bazı semtlerdeki benzerlikler gözümden kaçmadı.
bunun dışında istanbuldaki kozmopolitlikten de nasibini almş bir şehirdir kendisi. fakat sürekli bir disiplin hakim, aşti de sırasını bekleyen otobüslerin mülayim duruşu, sırası geldiklerinde kalkmaları hususunda kibarca uyarılmaları vs. veya kızılayda yayalara kırmızı yanarken son 10 saniyeye kadar kimsenin ayağını kaldırımdan aşağıya bile indirmemesi felan. sabahleyin toplu yaşıma araçlarına yetişmek için tempolu yürüyen takım elbiseli insanlar.
eğer arkadaş ortamınız car ise cidden çok eğlenceli ve güzel bir şehir ama birçok yönden türkiye cumhuriyeti gibi bir ülkenin başkenti vasfı ile göğsümüzü kabartamıyor. bunda i. önadlı şahsın katkısı tartışılmaz.
özet olarak ankara sevilesi bir şehir. gezilesi, gezdirilesi fakat düzelmesi gereken çok şeyi var ve özellikle bir başkent olarak bir yabancıya gezdirilirken bizi utandırabilecek kimi özelliklere sahip güzel yer.*