haddizatında, aynı anneden, aynı babadan dünyaya gelmiş, aynı evin içinde büyüyen iki kardeş rekabetinden farksızdır.
aralarında hiçbir etnik, sosyolojik, politik, siyasal fark yoktur, ayrılık yoktur. tek farkları renkleridir. fakat tüm bunlara rağmen, gerzeklik mertebesine varan cahillikleriyle (kendimi de dahil ediyorum) türk taraftarları, birbirlerini iki kanlı düşman bellemişler ve bu düşmanlıktan rant elde eden malum kurumların ekmeğine yağ sürmekte inanılmaz bir kararlılık ve istikrar göstermişlerdir.
bu iğrenç istikrar, dolu dizgin, katlana katlana devam etmektedir. bunun çoğunluğunu oluşturan, hayatı çözdüğünü zanneden 15'lik, 16'lık çocuklar bir yana, belli bir bilgi birikim, tecrübe, eğitim, kültür sahibi koca koca insanlar da, rekabet sandıkları bu şey yüzünden kendilerini sıklıkla kaybetmekteler.
çok uzun değil, sadece birkaç yıl önce, çok yakın bir geçmişte, farklı renklerle, aynı tribünlerde, kol kola başlayan 'tatlı rekabet' ya da klişe tabiriyle; 'ezeli rekabet, ebedi dostluk' bugün twitter'larda, facebook'larda, sözlüklerde yapılan türlü geri zekalı atışmalara, saçma sapan sidik yarışlarına, manasız bir kindarlığa dönüşmüştür.
sırf diğerini rencide edebilmek için, canını sıkabilmek için sineğin yağını çıkaracak konuma gelmiş acınası insanlar (birçoğu sübyan) bugün kendilerini taraftar addetmektedirler.
''kardeş kardeşi bıçaklamış, dönmüş geri kucaklamış.'' sözünden bihaber bu insanlar, sanki biri yokken diğeri varlığını sürdürebilecekmiş gibi, kendilerini kusursuz, üstün zannetmekte ve rakabet sandıkları bu saçma düşmanlığı itina ile çocuklarına aktarmaktadırlar.