Zaman makinesi icat eden bbie, zaman makinesiyle dedesinin dedesinin bebekliğine gider. Şu meşhur dedeyi öldürme paradoksunu test etmek ister ve dedesinin dedesini, daha kundaktayken öldürür. Hiç gözünü kırpmadan yapar bunu. Geri döndüğünde yaşıyordur. bir paradoksu ortadan kaldırmış olmanın mutluluğu vardır üzerinde, bir de zamanda seyehat etmiş olmanın ağır yorgunluğu. Ancak bbienin kendisi farkında olmasa da senaryoda bir sıkıntı vardır. Ne o vücut kendisinindir, ne de geçmişi. Uyarmak ister onu yönetmen; ama, uyaramaz bir türlü. Belki de böylesi daha iyidir, bilmemesi... Yönetmen susar ve oyun devam eder. O günden sonra, bbie yeni bir hayata, farkında olmadan adım atmıştır bir kere. Uyandığında, bir düşünce bbienin aklını yer durur: ya gerçek hayatta da olan buysa?