pazar banyosu sonrası sobanın yanına oturmuş çocuk

entry53 galeri
    34.
  1. ne de güzel çocuktur, ve olabildiğine masum.

    çarşamba ve pazar günleri banyo günüydü bizim evimizde. diğer günler banyo yapmak yasak !
    önce kocaman bir leğen getirirdi annem sobalı odaya, kocaman dediysek eni 15 cm i geçmeyen popoma yetecek ve bağdaş kurabilecek alanı bulabileceğim bir leğen düşünün siz, sonrasında gri ve oval başlı güğüm banyoda soğuk suyla doldurulur ve su sobanın üstünde 80 dereceye gelinceye kadar orada bekletilir. tabi bir de (olası haşlanmayı önlemek amaçlı sanırım) kaynar suyun bulunduğu güğüme nazaran daha küçük hacimli bir kova da soğuk su.

    tüm bu olanlar yaşanırken, birazdan başlayacak olan seramoninin yarattığı korku ve panik, minik bünyemi bir hayli titretmektedir o an. ama heyhat! kaçış yok. en gafil anımı kollayan annemin, kollarımı kavraması ile tüm elbiselerimi bir kaç saniyede soyup beni leğene oturtması bir olur.

    suç aletleri de hazırdır. buram buram tüten, el değmeyen güğüm dibimde bitmiştir bile. kafam kadar bir kalıp beyaz hacı şakir, adeta kafamdaki deriyi de soyan kalın dişli tarak hemen oracıkta. pis pis sırıtıyorlar..ve kullanılmaktan zımparaya dönüşmüş kese ise en kibirli olanları, hazır ve nazır o da..

    saniyeler içinde ilk galata başımdan aşağı boca edilmiştir, artık geri dönüş yok! kaçış yok! içten içten ağlayan ben, kesik kesik çığlıklarımı kendim bile bile duyamazken, beni çekip çıkaracak bir kahramana muhtacım o an. öyle bir muhtaçlık ki bu dünyanın en güçlü kolları arasında, daha güçlü hiç bir varlık ile karşılaşılmadığı bilindiği halde, filiz halinde yaşamasına müsaade ettiğim; saklayıp sarıldığım bir muhtaçlık.

    kaynar suyun bedenimde ve zihnimde yarattığı infial henüz son bulmamış ve bir çok arındırma işlemi vücuduma peşi sıra tatbik edilmektedir. ama bilmekteyim canavar dişli tarak en son işkence aleti, en korkuncu ama en sonu. ömrümde en kötüyü iple çektiğim tek an o an.

    ve nihayet. ilk berberle tanışmasından o ana kadar sadece subay traşı görmüş, iki tutam saç barındıran küçük kafamla o canavar dişli tarak kucaklaşırlar. suratımda anlamsız bir ifade.. canı yanan ama gülümseyen ben, artık kurtuluşa yakınım..

    delicesine kitlendiğim tek bir cümle kalmıştır artık. arılık duruluk çık git oğlumdan mundar pislik ! kahramanım yine o olmuştur. beni kurtaran sihirli sözcükler yine biricik pehlivan annemden gelmiştir.

    zafer sarhoşuymuşcasına küt küt atan göğsüm kocaman bir havluyla sarmalanmış ve sobanın arkasına doğru sürüklenmiştir artık. sırada benden 2 yaş küçük kardeşim var, gözleri dolmuş, olacakları beklemekte..sessiz ama bir o kadar çığlık çığlığa sanki...
    7 ...