çocukluğumda trt1 radyosu anonslarında yıllarca adını duyup, kafamda masalsı bir anlam kattığım, lakin ilk gittiğimde aklımda oluşturduğum şeyin yanında biraz sönük kaldığını görünce biraz üzüldüğüm şehir. açıkçası ben prag gibi bir şehir bekliyordum yani daha büyük, alımlı ve canlı. old city bölgesinde olay dönüyor. gece klüpleri fena. herkes kızları yazmış zaten. dünyada ne şanslı ibneler var. göt kadar bir ülkede doğ, cennete düş. burdan daha renkli bir cennete kaçmak 15 eu.ya bakıyor. tabi ki budapeşte. sürekli çalışan orangeways otobüsleri, volan bus, city ways vb. otobüsler sık düzenli günlük seferlerle karşılıklı olarak viyana, bratislava ve budapeşteyi bağlıyorlar. şehirde macar nüfus da yoğundur. hatta yeni çıkan bir yasayla asimilasyon deyin entegrasyon deyin macarca konuşulması yasaklanmıştır. zaten heryerde gulaş ve palinka yazıları göreceksiniz.