kendi kendime teşhisini koyduğum ciddi bir tıbbi vakadır.
bu teşhisi koymam zor olmadı aslında; başta çok şahane giriler yazan bir yazar iken itü sözlükte, gün içerisinde sözlükten bir türlü çıkamadağım için trollük yapmaya başladığımı fark ettim. hani filmlerde olur ya çok yetenekli bir futbolcu ünlü olup iyi işler yaptıktan sonra eğlenceye, karıya, kıza, alkole verir kendini ve kendi kendine engel olmadan pasif bir oyuncu durumuna düşer. işte bende aynen öyle oldum değerli kardeşlerim bir an da verilen seri eksi oylar, troll diye vurulan damgalar beni trollük yapmaya daha çok itti
trollük yaptım,
trollük yaptım,
trollük yaptım
ve bir gün baktım ki o sözlüğün kapısının önündeyim. ilk zamanlarımda yazdığım onlarca girinin yedeğinin olmadan uçup gitmesi daha da güçlendirdi içimdeki trollüğü. kendimi düzeltirim diyerek sözlükten ziyade duyuruya verdim kendimi trollük yapma şansım olmaz diye düşünüyordum ama insanların açtığı onlarca saçma sapan soru başlığının altında trollük yapmadan duramadım
trollük yaptım,
trollük yaptım,
trollük yaptım
ve yine bir pazar sabahı kapının önünde buldum kendimi. aslında kötü yazmıyordum, aslında her sorulanı gayet iyi biliyordum ama trollük yapmadan da edemiyordum ve bu hastalığım yüzünden genelde çok iyi bir kullanıcı olsam da hep kapının önüne atıldım. neyse ki uludağ sahip çıktı bana başlarda trollük yapmaya çalıştım ama zevk almadım çünkü etrafıma baktığımda zaten herkes trolldü ve vazgeçtim bu işi yapmaktan yine akıllı, uslu bir yazar olan islergucler oldum.
saolun uludağ sözlüğe hayat veren troll dostlarım, emekçi arkadaşlarım sayenizde ben kurtuldum ama şunu hiç bir zaman unutmayın: ''bir troll ölür bin troll doğar'' allah troll'ü korusun.
