"alan razı veren razı" mantığı insanlık dışı bir zihniyeti ortaya koymaktadır. bu mantık türkiye'nin neden google'da çocuk pornosu aratmakta birinci olduğunun resmidir. aynı mantık, pornodakilerin razı olduğu, kendisinin de bu konuda herhangi bir sorumluluk taşımadığını savunur. uyuşturucunun serbest olması gerektiğini savunur. çünkü insanları tek tek ele alma yanlışına düşer ve bunu bilinçaltına yerleşmiş kişisel özgürlük dalaverelerinden sonuç olarak çıkarır. oysa özgürlüğün tanımı bile tek kişi üzerinden yapılamaz.
bir toplumda uyuşturucunun artması, çocuk istismarının artması, kadına şiddetin artması aslında tek tek çözülebilecek sorunlar değil, sistemin çürümüşlüğünün sonucudur. bir toplumda var olan gerçek, önce kabul edilip ardından temelindeki soruna inilmezse; suç, -çeşitli evrimler geçirse de- en aşağılık seviyelere inerek devam eder.
bir örnek: iran'da intihar oranının çok az olması, iranlıların aşırı hayatı sevdiğinden dolayı ortaya çıkmamıştır. burdaki temel sebep intiharın, genellikle dinsel temelli kabile ve toplumlarda daha az gerçekleşmesidir. intiharın dinsel temelli toplumlarda daha az gerçekleşiyor olması bir gerçektir. bir ülkede intiharın çok olması ise o ülkenin dinden uzak olmasının bir sonucudur. aynı biçimde bir toplumda intihar az ise bu o toplumun dinsel temelli olmasının bir sonucudur.
bu olayda da bu çocuğun kendini böyle teşhir etme yolunu tutması, belki de en az onun suçu olan bir toplumsal çürümüşlüğümüzün sonucudur. "ben çürümedim, ben yozlaşmadım" diyen yalan söyler. yanınızda bir insan dayak yese kaçınız dönüp ayırırsınız? (ben ankara kızılay'da sadece 2-3 kişi gördüm.) bir koca karısını dövse kim müdahale eder? (ankara kızılay metrosunda kimseyi göremedim) bu çürümüşlüğümüzün en az suçlusu olan bu çocuğu etiketlemek ise en insani duygulardan yoksunluğun ifadesidir.