hayattan ne öğrenmiş olursanız olun mutlaka bir yerde çaylaksınızdır. mevzuya egonuzu dahil etmemek, " boşver lan birşeyler öğreniyoruz" diyebilmek ' en azından' kötü hissetmemeniz için elverişli bir zemin sağlar. Misal, Sokrates şu anda burada olsaydı muhtemelen play stationda çaylak olurdu. belki rakip yerine bile koymazdık, PESte yalandan gol yerdik, çay, çorba getir- götür işlerini ona devreder, arada: "Sokrat, koç ver bu round'u geçimm" filan diyerek onu daha da ezerdik, bir yandan kamçılar belki bakkala çakkala yollardık. Yolda kendince bir savunma filan yazardı, bize kızardı belki, bize kim olduğumuzu anlatırdı, körleşmemizi yazardı, belki çaylak aklıyla bizi uyandırırdı (bkz: Sokrates'in savunması)
Rahat olmak lazım velhasılı, tüm çaylaklıklar zorunlu ama geçicidir.