bir çocuk ve onun bütün yaralarını bir gölgede unutmak istemesi. bir çocuğun kalbinden. ne bukowski ne de sade. şeker portakalı'ndan onu okuyan çocuğa bulaşacak(!) en kötü şey, bir gün bir tren düdüğü duyduğunda babasının dizine sarılmak olacaktır. ama tabi, kime, neyi anlatabilirsin?
zeze'ye dil uzatanlar oturma odalarına koşup gri bir çerçevenin içinden bir insanın unutmak istediği her şeyi gözüne sokan televizyonlarıyla yüzleşsinler. lütfen.