- geçtiğimiz senelerden birinde fb'ye yenilip bar'ın önündeki büyük fıçıların üstüne oturup çocuk gibi ağlamıştım. komik olan maçı hatırlayamayacak kadar çok içmemdi. "oğlum niye ağlıyosun" diye sorduklarında "abi çok seviyorum ben ama yenildik işte" demişim. bu da olayın farklı bir boyutu tabi.
- 7 yaşımdayken amcamın adını hatırlayamadığım bisan marka arkası oturaklı bir bisikleti vardı. kasıklarım mosmor olsa da sürmekten zevk alırdım ve sonrasında da yürümekte zorlanırdım. "peki niye anlattın?" diye sorarsanız amansızca çıktığım "kadınları anlama" yolunun ilk adımını orada atmıştım.
- yazlığın orada bir dere var. malumunuz geçişleri üstündeki köprüden yapıyorduk. zorlasan kamyon bile geçebiliyordu ama ben aldığım ekmeklerle birlikte bisikletimi pedallayarak dereye uçmuştum. bu sonrasında, oradan her arabayla geçişimde gülmeme sebep olacaktı.
- geçtiğimiz ay bilişsel psikoloji dersinin vizesinden "01" aldığımı öğrendiğimde hocaya "biraz ayıp olmamış mı?" diye sormamla başlayan münakaşayı "bırakmazsan orospu çocuğusun" diyerek sonlandırdım.
- taksime ilk çıkışımda hiçbir konuşmamı tamamlayamadım. gördüğüm şaheserler karşısında nutkum tutuluyordu.
- yukarıdaki maddenin akabinde verdiğim tepkilerden biri olan "vay canına" lafını "vacaaaynaaaa" diye söylemiştim. öyle bir şeydi ki; 3 yaşımdan sonrasını silip atmışım.
- erkek arkadaş ortamında lafın gelişi "karı-kız muhabbeti" açılınca sessizleşip büzülürüm. öyle ya da böyle anlatacak pek de bir şeyim yok açıkçası. hatırladıklarımı da anlatmaya başladığımda ya masa benim hesabımı çekiyor ya da dinleyicilerin parası yetmedi diye ben onlara ekleme yapıyorum.