bu memleket çok pahalı olmaya başladı. ya da ben yeni fark ediyorum. neyi ellesen ateş pahası. nüfusun büyük bir bölümü de asgari ücret denen şeyle geçiniyor. hesaplamalarına girişmeyeceğim, ben hala asgari ücretle bir ay nasıl geçinilir, anlayabilmiş değilim. vallahi bizim millet sabırlı millet. avrupa'da böyle şeyler olduğu zaman direkt isyanlar çıkıyor, bakanlar filan istifa ediyor, halk devrimleri oluyor falan. bizim millet 80'den sonra akıllandırılmış bu konularda sanırım. her neyse. globalleşen dünyada bizim ülkenin 1 adım dışarısı ne kadar pahalı tahmin edebiliyor musunuz? yani yurtdışıyla en ufak bir ilişki kurmak ateş pahası. telefon falan sipariş etmek zaten yasak. başka birisi getirdiği zaman ülkeye gelirken, birsürü kayıt kürek işleri falan. ufacık bir şey alsan, ateş pahası vergiler, kargolar falan. bizim ülke özgür falan değil. sadece yurtiçiyle sınırlı olmak zorundasın, yüksek gelir seviyelerine çıkana kadar. böyle saçmalık olur mu? ben zannetmiyorum, diğer ülkelerde böyle bir şey olsun. yani yurtdışına çıkmaktır falandır filandır bu kadar pahalı olsun.
sikim kadar ehliyet çıkartıyorsun en zor aşama parayı vermek. en zor aşamanın eğitimlerine gitmek olması gerekiyor, ya da direksiyon sınavı olması gerekiyor halbuki. ama 'ben zaten sürmeyi biliyorum.' diyip eğitimlere gelmeyenler mi dersin, yoksa direksiyon sınavında 40'la gidip gidip 95'le geçenleri mi dersin? bu adamlar ehliyet alınca 'trafik canavarı yine fazla mesai yaptı.' diye haberler kaplıyor piyasayı. haber kanallarının sikinde mi amına koyim, o ölmüş gitmiş, şu şu kadar ceza yemiş, onlar için malzemeden ötesi değilsin. dedim ya sikim kadar ehliyet çıkartıyorsun, ama en zorlu aşama, ehliyet için gereken yüzlerce lirayı vermek. yaptıkları yazılı sınav da bir boka benzese.
sikim kadar pasaport çıkartıyorsun, onun için de birsürü kayıt kürek işleri. yüzlerce lira ona da bayılıyorsun. neden? çünkü sen başka ülkeleri görmemelisin. bu ülke cennetten bir köşe. dünyaya açılırsan, bu vatan seni kaybederse, bu vatanın sana ihtiyacı var! vatan! millet! sakarya! yapmayacaksın öyle maceralar. bu ülkede kalacaksın. başka ülkelere gidip ne yapacaksın yani? bu ülkede de mevcut her şey.
emeğin, alınterinin bu kadar ucuz, bunların satın alması gereken şeylerin bu kadar pahalı olduğu böyle bir ülkenin emsali mi var ki dünyada, o ülke senin bu ülke benim geziyorsun? ayıp sana be! şerefsiz haysiyetsiz! anan seni bu vatana ihanet edesin diye mi, amerikalara gidesin diye mi doğurdu ha?! bize bakma. biz de emir kuluyuz. bizi seçen kim seçtiren kim belli. bizim yerimize tkp gelse de aynı boku yiyecek, çünkü burası türkiye. biz de kendimizce köşeyi dönmeye çalışıyoruz işte. sen taşrada 750 lirayla geçinmeye çalışırken bizim sikimizde değil, bilmiyormuş gibi davranma. devletin üst kademeleri olarak bizler de bu devletin kaymağını yemezsek maazallah zararlı adamlar yerler bu kaymağı. zamanında yemişler, bakın onları da silivri, ergenekon diye içeride tutuyoruz! hepsi sizin iyiliğiniz için aslında, bilemiyorsunuz devletin iç yüzünde neler oluyor! daha biz bile çözemedik ki. dedik ya sikimizde değil. milyonlarca memurun maaşına %10 zam vermektense 550 tanecik 'sizin temsilciniz olarak mecliste bulunan, sizi temsil eden, sizin sesiniz olan, ilinizden ilçenizden kopup gelip ankarada kaymak yiy... ankara'da sizin işlerinizi takip eden' vekilin emekli maaşına %100 zam yapmak daha kolay değil mi? biz çok para alalım ki, iş yapmaya gönlümüz olsun. ama biz zaten zengindik, seçilmeden önce. iktidar partisine başvurduk, milyarlar verdik, listelere girebilmek için. fakirler yapamadı öyle şeyler. ne de olsa demokrasi var. eşitlik, adalet var. fakir mi yönetsin sizi? paradan haberi olmayan adamı maliye bakanı mı yapacaksınız başınıza? bırakın da para saymayı bilenler otursun o mekana. aday adayı olduktan sonra ankara'da iktidar partisinin başkanı hepimizi inceledi falan. istediklerini istediği sıraya koydu. bunun adı da demokrasi oldu. böyle güzelim ülkeyi sen bırakıp da nereye gidiyorsun pezevenk!?
öğretmen ol sen mesela, al 1500 lirayı. önce doğu hizmeti denen şeyi yapmalısın. doğudakiler ikinci sınıf vatandaş ya, onlara devletin hizmetini götürmek için doğu yükümlülüğü diye bir şey çıkardık biz. yoksa sen pezevenksin, biliyoruz, gitmezsin oralara. kürt bunlar, pis insanlar, kokuyorlar teke gibi, kürtçe de ne ya, ıyyy, çok banal, bunlar dağlı, keleşçi bunlar, askerlerimizi yok edenler bunlar diyip öğretmenliği sadece parayla yaptığını ayan beyan ortaya dökecek kadar alçaldın. işte biz de oradaki yavrucaklarımıza hizmet götürmek için zorla kuraya sokuyoruz sizi. daha bir de yurtdışına gideceğim diyorsun. sen burnunun dibindeki hakkari'yi gezdin gördün bitti de mi roma, venedik, paris, londra gezeceğim diyorsun? yakışıyor mu senin gibi vatan evladına? doğuya gittin, ama yaptığın ipnelikler bitmedi. hala uğraştır, şurda kaymak yiyoruz meşgulüz be olum. yok benim eşim bursa'da. eee nolmuş? eş durumundan ben de bursa'ya gidebilir miyim? sebep? sebep yok. eşimle ayrı mı durayım? o zaman o gelsin van'a. van'da yaşayın. olur mu sayın vekilim? ben bunca eğitimi van'da kalmak için mi aldım? hadi şu sağlık bakanlığı personel genel müdürüne bir ricada bulunun da tek telefonla bitsin şu iş ha? doğu'da 1 yıl çalışmadan geldin mi bursa'ya? aferin sana. ne öğreteceksin o insanlara zaten? sen de ez onları. sen de insanmışçasına davranma onlara. biz zaten davranmıyoruz, ağzımız kaymaklı şekilde karşılarına çıkmak ayıp olur zaten. biz davranmıyorsak, bizim memurumuz olarak sen, hiç davranmayacaksın. en güzelini yapıyorsun. yeşil bursa'nın kültürüne, lüks mekanlarına doyulur mu hiç? van'da 1 metre kardan okula gidemiyordun. ama sen karlar yağana kadar bile kalmadın orada. dost meclislerinde 'ya abi devlet orayı ihmal ediyor ya.' 'aslında oraya her türlü hizmet gitmeli, yoksa orası nasıl kalkınacak ya?' 'beni yollasınlar, ben yarın giderim, bu vatanın böyle adamlara ihtiyacı var.' demeyi de çok iyi bileceksin ama, bilmez miyiz biz seni pezevenk?!
doktor ol ya da sen ne yapacaksın yurtdışını? burada hasta mı kalmadı da yurtdışına gidiyorsun? önce seni yıllar boyu bi siksin eğitim sistemimiz. gerekli gereksiz siktiriboktan yüzlerce formülü falan bi kafana soksun, bildiklerini de bi unuttursun sana. doktorluğun da parası iyi ya, forsu falan yerinde ya, sen de zaten yıllardır tıp fakültesine gitmek istiyorsun. yoksa öyle insanlara yardım edeyim, hipokrat yemini de şöyle söylüyor, o kadar yemin ettik demiyorsun. ulan allahın yemini mi, sikerim hipokratı diyorsun. hipokrat bu ülkede yaşasaydı acından geberirdi diyorsun. üniversite imtihanlarına giriyorsun, kazandın diyelim tıp fakültesini hadi. oldu da kazandın. sende o kadar kafa olsa seçimlerde oy moy kullanmazsın ama senden salakları da var demek ki o kadar derece yaptın ha, çok garip. ailene bilmem neyine bi veda et arkadaşım. aylar boyunca göremeyeceksin yeri gelecek. öğrenci evi diye bir kavram var ya, heh bir onla tanıştıralım seni. kusura bakma ağzım kaymaklı, ben girmeyeyim eve, dökülür halılara falan kaymaklar. 6 yıl bi oku bakalım sen. yaşıtların 4 yıl okusun, sonra patır patır sıçar gibi evlensinler, sen evlilik fotoğraflarını facebook'tan gör bi. bi gör ulan, nasıl içine oturacak bakalım. 6 yıl okuyorum reva mı bu bana ulan, de. hani nerede benim milyarlarım de. yıllardır kafamda saç kalmadı, bu ne biçim fakülte, hani kızlar, hani malibu, hani nerede ulan partiler, çimlere oturmalar, gezip tozmalar, şehrin altını üstüne getirmeler, o da yetmezse başka şehirlere gitmeler, o da yetmedi birkaç arkadaş birleşip yurtdışına gitmeler falan, nerede ulan sosyalite, nerede ulan seks? diye bağırıp çağır. biz alıştık olum sizin bu yakarışlarınıza, demediler mi tıp zor diye, gitmeyeydin, paranın yüzü sıcak ama. sonra şikayet etmeyeceksin. 6 sene okudun ama işimiz bitmedi, daha sikeceğiz seni. tıp fakültesine gelme diye puanını o kadar yüksek tutuyoruz, gene geliyorsun, sikmeden bırakmam. tus var daha.a özal gibi mükemmel bir devlet idarecisinin hediyesi sizlere. bilmiyorsun sanki. özal gibisi az gelir. tam bir vatandaş sikiciydi rahmetli. onun açtığı yoldan ilerlemeye çalışıyoruz işte. tus için 6 senede öğrendiklerini bir daha tekrar yapacaksın, kafanda saç kalmamıştı artık kaşların falan dökülür, onu ben bilemem. ben mi okuyorum pezevenk?!
ama bizim işimize akıl sır ermez. 24 yaşında üniversite bitirttirdik sana. onu da en iyi ihtimalle yani. tus mus diyorum da zorunlu hizmetin var koçum. sen de o piç kurusu öğretmen gibi doğu'ya gitmem diye ısrar ediyorsun. aynı parayı vereceğiz halbuki ama neyini beğenmiyorsunuz bu çil çil oy potansiyelinin ben anlamış değilim. sonra bir de yurtdışı falan. otur yerine! zorunlu hizmete gideceğim dersen, tus da uzmanlık da 1 yıl falan yatacak bunu anladın değil mi? gitmezsen tus'a girersin, 4 yıl -o da tabi en iyi ihtimal, annen dedi sana biz dinledik evi komşunun oğlu bilmem nereyi yazmış maaşı da iyiymiş dedi, sen gene tıp yazdın. dedik sende zeka olsa... diye- okursun ondan sonra uzmanlığın mecburi hizmeti de var. dedik ya özal iyi adamdı. 30 yaşına gelince bir hayat düzeni kurabileceksin koçum. bunu aklına yazamadın hala. üç onluk olunca evlendireceğiz seni biz. sen de o öğretmenle aynı bokun soyu çıktın ulan. benim seçmenim de bir tek zeki adam olsa zaten uyanırlardı yediğim bokl... kaymağa. yok eş durumu yok bilmem ne. sana da aynılarını söyledim, sen de zorladın. seni de aldık gene batıya, eşinle daha rahat seviş diye. bunun için okudun ya sen onlarca yıl. paranızla kamasutra kitapları alabilin diye veriyor o parayı devlet size. sonra ben hala yurtdışı. nereye yurtdışı ulan?! adam göndertip bıçaklattıralım mı illa sizi hastane koridorlarında? o adamların canı yanmış babalar, amcalar, ameliyathanede masada kalan adamın oğlu olduğuna falan inanıyor musun sen bi de? ben yolluyorum onları ben. sivil itaatsizlik yapma öyle, ananı siktiririm. devletim ulan ben. her yerde adamım var benim. en yakın arkadaşına vurdurturum ulan seni iş çıkışı. karının vajinasına potasyum siyanür koyarım, sikerken ölürsün. sen kim köpeksin de benim yaptırdıklarıma, istediklerime, emirlerime karşı geliyorsun, bunların üstüne laf söylüyorsun pezevenk?!
sikerler böyle düzeni işte. gelelim itiraf kısmna. çoktandır düşünüyorum yurtdışına gitmeyi de artık daha bir istiyorum. ülkeyi falan sevmediğimden değil de. memur maaşının zor geçindirebildiği bir ülke, her şey zamlı falan filan biliyorsunuz işte durumları, kör değilsiniz hiçbiriniz. elime fırsat geçtiği anda kaçacağım buralardan. bundan size ne? biraz gülün eğlenin, ironi, taşlama, hiciv olsun diye böyle bir şey anlattım ben de, benim itirafımdan size ne olduğu için. hadi sağlıcakla.