sözlük yazarlarının otobiyografileri

entry462 galeri
    397.
  1. yazalım uzun olmayan uzun hikayemizi..

    herhangi bir senenin onyedi martında doğmuşum, doğmam gereken zamandan erken. doğumumda altı yedi doktor bulunmuş sanki özel biriymişim gibi, bu arada üç tanesi mi ne zencimiş bütün ilginçlikler bende. doğum yeri üsküdar güzel bir semtte doğmuşum güzel olmayan hayata. ismimi de rıdvan koymuşlar o zaman malum rıdvan dilmen vardı ailede fenerbahçeli olunca onu koymuşlar, mecnun koysalardı daha iyi olurdu ama neyse.
    çocukluğum ya hastalıkla ya kazayla geçti ama güzeldi geneli. kısaca onuda anlatıyım, bisikletin tekerine ayağım sıkıştı bileğimde hala izide vardır deri ve kemik yontuldu sonra kaldırımda koşarken düşüp kafayı yardım dikişler falan atıldı sonra bir doktorun yanlış teşhis sonucunda verdiği ilaç yüzünden ölümden döndüm sonra köye tatile gittiğimizde ordaki evin bahçesinde kümes vardı horozlardan bir tanesi en yaşlısı o zaman benden büyüktü horoz yaş olarak işte arkadan saldırdı zor kurtuldum. yanağımda kıl dönmesi çıktı canlı canlı çizdiler yanağı son olarakta 99 depreminde herkes sokakta bizde tabi abim bisikletle geziyordu işte aşağı sokağa falan bende peşinden koşuyorum bir süre sonra yoruldum aşağı sokakta kayboldum bizimkiler beni arıyor anca eve dönerken yarı yolda buldular.
    tabi daha bitmedi çocukluk 8-9 yaşlarında ilk karşılıklı aşk gibi birşey oldu 4-5 sene süren bunun en önemliği özelliği iki ayrı şehirde olmamız ve sadece yazları birbirimizi görmemizdi. yaşı büyük olanların beceremediğini ben o zaman yaşadım hemde uzun bir süre. masumca ama tek karşılıklı olan sevgimdi. aşkla o yaşta tanışmıştım ve aşk görüşüm o zamankine benzerdir. yine o sıralar 11 yaşında yanlış teşhis sonucu yanlış tedavi yüzünden babamı kaybettim ki ondan 1-2 sene öncede dedemi kaybetmiştim. ikisininde sabah uyandığımda öğrenmiştim öldüğünü, gittiğini. bu yüzden sabahları uyanmayı sevmiyorum ne zaman uyansam birisini kaybediyorum hayatımda ya ölümle ya ayrılıkla. neyse işte yine üçe mi dörde mi giderken okulda bir sınav yapıldı birinci oldum, sınıfta ilk insana benzeyen insanı ben çizdim ve anneme bir öğretmen bu çocuk üstün zeka demiş o insanı merak ediyorum nasıl anladı acaba, belkide öyleydim ama kaybettim bilmiyorum. böyle geçti işte çocukluk.
    sonra yanlış bir seçim yaptım güzel sanatlara gitmek yerine başka bir liseye gittim bundan pişmanlık duyuyorum. hiç sevemedim liseyi, ordaki insanları. o da geçti işte şimdi açıktan okul okuyoruz. hep bir aşkı aradım mecnun gibi ama gel gör ki bulamadım belki beni sevenler olmuştur farkında olmamışımdır ama sanmıyorum sevildiğimi. ne bir arkadaş ne de bir sevgili var şimdi. bazı yalnızım diyenlere bakıyorum da onların yanında hep birileri var, onları seven insanlar. ama yalnızlıktan şikayet ediyorlar gel yerime geç bakalım neymiş yalnızlık. herkes gitti kimse kalmadı bir aşk, bir ölüm, birde yazacaklarım, sözlerim var. kimi sevsem gidiyor, kaybediyorum elden birşey gelmiyor. belki diyorum belki ilerde öyle biri çıkar ki karşıma beni seven, deli biri aklımıza eseni yapacağımız. işte böyle saçma bir hayat yaşadım, yalnızlığın dibine vurdum kurtaran olmadı gittikçe düştüm kendini yalnızlığın dibinde sananlara inat iyice dibe battım. son olarakta bir gitar alıp gitmek aklımın estiği her yere gitmek, kimbilir belki onuda bulurum onla giderim.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük