hakkında bilip bilmeden elli bin adet teorem, şehir efsanesi, kıraathane dedikodusu çıkarılmış av-av önleme uçağı. 1970 yılında ilk prototipleri uçtuğu için kimileri bu uçağa eski teknoloji der. ancak bir uçağın aviyonik sistemlerinin gelişmesiyle geliştriğini ve üstünlük kazandığını bilmez. böyle bşr ortamda bir insanın dayanabileceği en yüksek G miktarı olan +9.00 G referanstır. bir uçak çok iyi bir menevra kabiliyetine ve aerodinamik açıdan da tasarım üstünlüklerine sahipse geliştirilebilmesi için sadece aviyonik sistemlerinin değiştirilmesi, geliştirilmesi, coşturulması yeterlidir. bugün amerikan hava kuvvetleri'nin (usaf) elindeki en iyi av önleme uçakları f 15 ve f 18'ler de 1970 civarı tasarlanmış uçaklardır. ama gökyüzünde bir uçağın bir başka uçağa üstünlük sağlayabilmesi için hedefleme podunun ve diğer elektronik donanımlarının daha üstün olması gibi bir atraksiyon şarttır. dolayısıyla bir uçağın beyni olan güncel uçuş yazılımları ne kadar geliştirilmişse o denli uçağı şahlandırmışsınız demektir.
türk hava kuvvetleri, TAI'nin de çabalarıyla amerika bile f 16 block 40 modellerini kullanırken f 16 block 60 modelini geliştirmiş ve kullanmaya başlamıştır. içeriğindeki bir çok yazılımı da değiştirerek kullanmaya başlamıştır böylece. aynı dönemde avrupadaki en yüksek f 16 modeli block 30'lardı bu arada. yani amerika istemezse hiçbir yeri vuramaz gibi bir kıraathane dedikodusu saçmalıktan öteye gidip "adamlar yapıyor yahu sıtkı abi" tadından uzaklaşamaz bile. o halde dünyadaki tüm ordularda yer alan f 16'lar sayesinde tüm ülkeler malın önde gideni, bir bu dedikodu sahipleri iq sıçıyor. yok efendim öyle bir şey. soğuk savaş döneminde de rusya'nın tamamen gizli tuttuğu ve süper silah olarak lanse ettiği mig 29'ların ne kadar traş olduğu daha sonra çıktı ortaya. yani amerikasız hiçbir yeri vuramaz, hele birbirlerini hiç vuramaz gibi deli saçması şeyler dedikodudan öte birşey değildir, var olduğunu iddia edenin de uçuş saatini sorarım bir sonrakine.
bilinmeyen bir konu üzerinde totemleştirici etkisi olan dedikodular hep olur. mesela f 117 hayalet uçağın da pek bir numarası yoktur, aksine dünyan ın en basit eko/akustik sistemiyle dizayn edilmiştir. bilindiği gibi bir radar gönderdiği sinyalin başka bir cisim üzerinden yansıyarak dönüşünü alarak görüntüye çevirir*. f 117'yi farklı kılan geriye yansıtmaması için yüzeyinin keskin yüzeylerden oluşmuş olması ve yüzeyindse kullanılan emici ve dağıtıcı boyasıdır. içindeki sistemlerin f 18, f 16 kırması olduğunuysa not düşelim. zaten eurofighter yani f 2000 modelinin son versiyonu da bu boyayı geliştirerek kullanmış, keskin kenarlara ihtiyaç duymadan da ekrandaki radar izini minimuma düşürmüştür.
--spoiler--
şöyle ki; bu uçakların aerodinamiği -yüksek manevra kabiliyeti kazanabilmeleri için- son derce kötüdür. bidiğimiz yolcu uçakları motorları tamemen sussa dahi düzgün aerodinakleri sayesinde bir planor gibi süzülmeye devam ederler.
--spoiler--
aksine aerodinamik açıdan en iyi tasarıma sahip uçaktır f 16, bu nedenle halen yaratıcısı amerika dahil olmak üzere hemen tüm nato ülkelerinde kullanılmaktadır. diğer ifadeyse son derece yanlış. turboprop ya da pal tepkili motorlu uçaklar dışında hiçbir jet veya türbin kategorisindeki uçak süzülerek iniş yapamaz. hele ki yolcu uçakları taş gibi düşer. bu da görecelidir. eğer uçak stall hızının üstündeyken yere yaklaşmışsa sert de olsa inişini yapar.
türk hava kuvvetleri pilotları dünyada amerikadan sonra f 16larla gece görevi icraa edebilen tek hava kuvvetidir. f 16 pilotlarımızın ortalama uçuşu 5.000 saatin üzerindedir ki amerikan pilotlarıyla aynı, avrupadaki benzerlerininse 3 katıdır bu rakam. bu yüzden nato tatbikatlarında hep red flag olurlar.
dünyada amerikadan sonra en fazla f 16 uçağı da ülkemiz hava kuvvetlerinde uçmaktadır.