son derece yorucu, terli ve kokulu bir otobüs yolculuğundasınızdır. bu otobüs de büyük ihtimalle eskidir. kırmızı olanlardan.
ki bu otobüslerin çıkardığı gürültüden yanındaki arkadaşınızı duyamazsınız ve yazın o kadar ısınır ki otobüs ayağınızda ayakkabı olmasına rağmen zemindeki sıcaklığı hissedersiniz
yolculuğunuz sıkıntılı bir şekilde ilerlerken kimi sosyetik teyzelerimiz '' şoför bey klimayı açabilir misiniz? '' gibi otobüs ahalisini eğlendirecek cümleler kurarlar. bu otobüslerde hava almanızı sağlayacak iki şey vardır. birincisi cam, ikincisi de otobüsün üstündeki yarım açılan kapak. sky window diye geçiyor çoğu arabada. ama bu otobüsteki sky window değil bildiğiniz kapaktır.
işte bu camlardan 4-5 tanesi açıkken biri mutlaka kapalı olur. bu kapalı camın yanında oturan kişi de mutlaka kadındır. camın yanında oturan teyzemiz çevreden gelen '' camı açabilir misiniz? '' gibisinden tepkilerle ya da kendi isteğiyle camı açmaya çalışır. tabi ki camı açamaz, kim bilir ne kadar zamandır açılmıyor o cam. bir de sonuçta kadın. gücü ne kadar olabilir ki. iki üç zorlamadan sonra oturur yerine. '' açılmıyor'' der. işte bu açılmıyor'un ''yor'' kelimesi ağızdan çıktığı anda gömlek giyinen üstten iki üç düğmesi açık, açık renkli kot pantolonlu delikanlımız gelir. cam ile teması kurar ve tek çekişte camı açar.
bu gerçekten büyülü bir andır. halterde 180 kilo kaldıran adamlar bile bu kadar karizma yapamaz benim gözümde. bir anda otobüsün kahramanı konumuna gelirsin. camı açan delikanlımız soğukkanlılığını koruyarak çaktırmadan böbürlenir, kasılır. hatta camı açamayan kişi genç hatun kişisi ise clark bile çeker. otobüsten böyle kız kaldıran çok kişi var.
böyle yardımsever delikanlılarımız da mevcut. aynı olay benim de başıma geldi. çektim camı açamadım. sonra benden sonraki gavat ilk çekişte açtı. bir de taktik verdi bana. yukarı aşağı hareket ettirirsen açılır dedi. cevap vermedim, düğmeye bastım. otobüsten inerken '' ben gevşettim, sen açtın olum'' diye bağırarak kaçtım.