said nursi

entry1778 galeri video4
    987.
  1. Saidi Nursi’nin 88 yıl önce Atatürk’e yazdığı ve Cumhurbaşkanlığı arşivinde bulunan bir mektup yayınlandı. Mektubun yazıldığı tarih 22 Kasım 1922’dir. Mektubun içeriğine girmek istemiyorum. Mektubun girişinde Saidi Nursi’nin Atatürk’e hitap şekli, Saidi Nursi’nin gerçek yüzünü ortaya koyacak şifrelerin çözülmesi için çok önemlidir.
    Atatürk’e şöyle hitap eder Saidi Nursi:
    “islâm âleminin kahramanı Paşa Hazretleri’ne!
    Ey şanlı Gazi, yüce şahsiyetiniz hem başarılı ordunun hem de yüce Meclis’in manevi kişiliğini temsil ediyor.”
    Saidi Nursi’ye göre Atatürk, “islam âleminin kahramanıdır, paşa hazretleridir, şanlı gazidir ve yüce şahsiyettir.”
    Hangi tarihte?
    22 Kasım 1922’de.
    Milli Mücadele bitmiş, Yunan denize dökülmüş, yeni bir devletin temelleri atılmıştır.
    Peki, aynı Saidi Nursi’nin Mustafa Kemal’e deccal, din yıkıcı süfyan, münkir” dediğini biliyor musunuz?
    Türk basınında ilk defa bu satırlarının yazarının 4 yıl önce yayınladığı ancak pek çok kopyacının maalesef kaynak dahi göstermeden aynen çaldığı o satırları özetleyelim:
    “Ben bir manevi âlemde, islam Deccalini gördüm. Yalnız bir tek gözünde teshirce bir manyetizma gözümle müşahede ettim ve onu bütün bir münkir bildim. işte bu inkârı mutlaktan çıkan bir cüret ve cesaretle mukaddesata hücum eder. (...) Fakat kahraman ve mücahit ordunun ve dindar milletin ruhundaki nur–u iman ve Kur’an ışığıyla hakikat–i hal–i göreceği ve o kumandanın çok dehşetli tahribatını tamire çalışacağı rivayetlerden anlaşılıyor.” (Şualar458–459, Siracun Nur 247)
    Saidi Nursi, başlangıçta şifreli olarak işaret ettiği Deccal’in kim olduğunu daha sonra şöyle anlatıyor:
    “Ölmüş gitmiş dünyadan ve hükümetten alakası kesilmiş bir adam hakkında otuz sene evvel bir Hadis–i Şerif’in ihbariyle Kur’an’a zararlı bir adam çıkacak demiştim. Sonra Mustafa Kemal’in o adam olduğunu zaman gösterdi. (Emirdağ Lahikası I/278,Yirmi yedinci mektuptan Sabık Reis–i Cumhur’a ve üç makama gönderilen istida).
    Saidi Nursi, Mustafa Kemal’e yönelik Deccal suçlamasında daha da ileri giderek şunları yazar:
    “...Lozan Muahedesinde söz veren ve pek şiddetli ve dehşetli hücumlarına rağmen hiçbir hakiki Müslüman Türk’ü Protestan yapamayan ve Millet–i islam için pek zararlı olduğunu ef’aliyle ispat eden ve Hadis– Şerif’in haber verdiği o müthiş şahıs kendisi olduğunu (yani Deccal, y.n) hayat ve mematiyle gösteren Mustafa Kemal’e bir mahrem eserde ‘din yıkıcı Süfyan’ dediğimizi (...)” (Emirdağ Lahikası I,50–51;Yirmi yedinci Mektuptan Mahkeme–i Kübra’ya Şekva ve Müdafaatın Bir Haşiyesi olan Parçanın Hülasasıdır, Ayrıca Müdafaalar, 226–227)”
    (Muharrem Bayraktar, Yeni Mesaj gazetesi, 14.06.2006)
    Şimdi soralım, hangi Saidi Nursi doğru söylüyor?
    Atatürk’e “islam aleminin kahramanı, paşa hazretleri, şanlı gazi, yüce şahsiyet” diyen Saidi Nursi mi, yoksa “deccal, din yıkıcı süfyan, münkir” diyen Saidi Nursi mi?
    Bu iki farklı yorum nedendir?
    Bu sütunu takip edenler Saidi Nursi’nin Milli Mücadeleye karşı tavrını ve yayınladığı bildiriyi biliyorlar. Milli Mücadeleye karşı bildiri yayınlayan Saidi Nursi, Kurtuluş Savaşı sonrası birden değişiyor ve Atatürk’ün “islam aleminin kahramanı bir şanlı gazi” olduğuna dair methiyeler diziyor.
    Saidi Nursi Milli Mücadeleyi veren Mustafa Kemal’e karşıdır.
    Milli Mücadele sonrası methiyeler dizmiştir.
    Sonraki yıllarda tekrar üslubunu bozmuştur.
    Atatürk’e karşı böylesine “çok yüzlü” bir mantık sergileyen Saidi Nursi’nin gerçek tahlilini yapmak için bu çelişkiler çok önemlidir.

    Kaynak :
    http://www.sondalga.com
    Araştırmacı-Yazar
    Muharrem BAYRAKTAR
    0 ...