''şeriat uyguluyoruz'' ayağına yapılan keyfi bir uygulamadan ibaret olaydır. bu suudi arabistan'da hac yolunda insanın değerli eşyaları çalınır, kimse bir şey demez, yetkililere şikayet edilse, ''biz bu kadar insanı kontrol edemeyiz'' cevabı alınır; ancak ekmek çalan aç çocuğun eli kesilir, kadınların araba kullanmasına izin verilmez vesaire. bunların hepsi, ''şeriat'' ayağına yapılan işlerdir. müslümanlığı kadının araba kullanmasına izin vermemek olarak anlayan bu insanlar, yalan da söyler, tecavüz de eder, ''müt'a nikahı'' adıyla fuhşu da meşrulaştırır ve din içine sokuşturur. bunlar böyle adamlar.
peki bu fetva nereden geliyor? islam'daki ucu açık ''fitne'' kavramından geliyor. mesela uzun yola tek başına geceleyin giden bir kadının yolda lastiği patlasa ve yanına da sorunu düzeltmek amacı ile geldiğini söyleyen bir adam sokulsa ve bu adamın niyeti kötü olsa, bu kadının hali nice olur mantığı kullanıldığından, yüksek alimlerimiz(!) böyle fetva vermişler arabistan'da. yanına birini alır gider o zaman kadın kardeşim, illa haram mı ilan edilmesi gerek?
peygamberimizi görme şerefine erişmiş olanlara yetişmiş bir zata ''müzik haram mı helal mi'' diye sorulduğunda bu zat, ''ben allah'ın kitabında yazmayan şeye haram demem!'' demiş. o nedenle sen bunu haram ilan edemezsin. kadın dilerse kullanır, dilemezse kullanmaz, bu onun tasarrufudur. islam adına da böyle bir lakaytlığa izin verilmesine şaşıyorum arabistan'da.
