karikateist

entry286 galeri
    29.
  1. Uzun süredir takip ettiğim, bazen gerçekten de çocukça şeyler paylaşılsa da, birçok yararlı paylaşımın da yapıldığı facebook sayfası.

    Özellikle sayfa adminlerinden carl'ın, bir yazısının şu bölümü hoşuma gider:

    " Öldük, ruhlarımız tanrı karşısına çıktı ve hesap soruluyor. Müslümanlar paçayı yırttı bir şekilde ve cennetin kapısının önüne koyuldular. Ateistler de inanmadıkları için cehennemin önüne koyuldu ama hala yargılanmadılar. Şahsen ben konuşma hakkımı isterim.

    Tanrıya şunları söylerim:
    Sevgili muhterem yaratıcım. Doğumdan önce ben sana taptığımı ve sana inandığımı söyledim. Ama sözde sınama meselesiyle beni dünyaya gönderdin. Anne, baba, kardeş, dost ve eş diyebileceğim diğer ruhlara sahip bedenlerle tanıştım. Onlarla birlikte belirli bir zaman geçirdim. Sonra bu belirli zaman içerisinde kendisine bilim, felsefe gibi kavramlarla tanıştım. Bunları öğrendim ve idrak ettim. Bunların temelinde evrenin anlamını, yapıtaşını, bedensel toplumların bilincini ve psikolojilerini idrak ettim. iyi olmanın nasıl olacağını düşündüm. Kötü olmanın nelere sebebiyet vereceğini de. iyi insan olmaya çalıştım. Toplum içerisindeki yaşam tarzında kendimi nasıl mutlu hissediyorsam toplumun da mutlu hissetmesini sağlamaya çalıştım. Kendime yapılmasını istemediğim şeyleri başkalarına yapmamaya özen gösterdim. Bunlara inanmadım, ben bunları öğrendim, öğrettim ve ahlak denilen kavramımı oluşturdum. Toplum içerisinde olsun kendi içimde olsun hiç bir şekilde kendimi ve toplumu kandırmadan karşılıksız ve beklentisiz iyilik yaptım. ibadetim bilim, felsefe ve çalışmak, kutsal kitabım kitaplarım, dualarım da insanlık ve tüm canlılık adına yapacağım hal, hareketler ve emek oldu. Çok çalışıp insanları mutlu ettim ve bazen de güldürdüm. Ailemi mutlu kıldım. Yuvamı huzura kavuşturdum. Soyumu mutlu ve huzurlu kılmak için elimden gelen her şeyi yaptım. Ölümlere şahit oldum. Doğa kanunudur dedim. Doğumlara şahit oldum doğa kanunudur dedim. Kaybettiklerim oldu ağladım ama ağlayarak değil onların değerlerini yaşatarak mutlu oldum. Hiç bir şekilde seni hizmetçim olarak görmedim. Sana inanmadım. Senden asla bir şey istemedim. Sana yalakalık yapmadım. Sevabımı günahımı hesaplamadım. Sana yaranarak, uçkurumu düşünüp, zevk, sefa ve rahatlık peşine düşüp şu lanet cennete girebilme amacı altında hiç bir şey yapmadım. Benim ahlakım karşılıksız iyilik ve sevgiye dayanır. Ben bu dünya hayatında bir çok insanı üzdüm ama bunlardan daha da fazlasını da mutlu ettim. Üzdüklerimden özür diledim. Dileyebildim. Hiç bir borcumun olduğunu da düşünmüyorum. Menfaatsiz, çıkarsız bir hayat yaşadım. Ben kesinlikle yaşadım.

    Ama ya o cennetin kapısının önüne koyduğun kendisine müslüman diyen ruh yaşadı mı? Sana yaranmak adına ibadetler ederken, dualar ederken, kendini boşuna yorarken, sadece kendisi için bencil dini kabul ederken ve sana bencilce inanırken hiç namusuyla "yaşadı" mı? Yaşamadı... Yaşayamadı... Sırf senin yüzünden... Senin o egoist emirlerin yüzünden. Bence sen kimi cezalandırmak gerektiğini çok iyi biliyorsun yaratıcım; kendini."

    Ayrıca inanca saygısızlık yapıldığına denk gelmedim pek. Şimdi şunu diyen insana da "ulan ne güzel yazmış vay daşşaanı yiyim" demelerini beklemiyorsunuz heralde. Bu yazıyı yazan beyinle(!) ve onun inandığı dinle her türlü dalgayı geçerim kardeş.
    http://m.facebook.com/hom...m%2F&refid=9&_rdr
    0 ...