oldeuboi

entry298 galeri video4
    239.
  1. ilk izleyişim, derinden etkiledi yahu. Öncelikle film sır perdeleri ardına kurulu. Bu perdelere harika motifler veren bir kurgusu da mevcut. izlediğim uzak doğu filmlerinin en iyisiydi. Senaryosu her ne kadar intikam tadı verse de bu film intikamdan öte acı ve sırlarla dolu bir yaşamın hikayesi.. Oyunculukların hepsini aşırı derecede beğendim. Rollerini yaşayarak ve hissederek oynadıkları çok belliydi. Sahneleri de insanın içine işliyor. Aslında konuyu biraz basit tutarak film içerisinde iyi bir strateji uygulamışlar. Final, harika bir final..

    --spoiler--

    ” ister kum tanesi olsun ister kaya. ikisi de aynı şekilde batar suya. ” Yaşamın sonunda bir kast sistemi yoktur. Burjuvalar ya da köleler de öyle. Hayat en üsttekini de aynı şekilde aşağıya çeker, en alttakini de. Tabii herkesin yaşam öyküsü kendine göre. Ne olarak suda batmak istiyoruz? Yaşama şekil veren tüm cevaplar bu sorunun içinde. Belki de dilin kemiğinin olmamasından dolayı hayat mahvolur ya da susmak aynı hayatı mahvedecektir. Ancak şu kesindir ki anlık bir hata ölümcül bir yaraya dönüşebilir. Tıpkı izlediğimiz filmde Dae-su karakteri gibi. Kim bilebilir ki söylediği bir sırrın hayatına şekil veren bir sapma olduğunu? Yine kim bilebilirdi ki hipnoz edilmiş bir şekilde sevdiği bir kızın onun öz kızı olduğunu? Böyle bir acı var mıdır? Yoktur.. Ona o kutuyu açtırmamaları için dilini bile keser. Çünkü çektiği acının yanında diğer acıların zerresi umrunda değildir. En büyük acıyı yaşamıştır kendi içinde. Bir anlığına kendinizi alın ve onun yerine koyun. Dehşete kapılıp geri döneceksiniz. Lakin sadece hayal kuruyorsunuz. Ya gerçek olsaydı?

    ” Gülersen herkes seninle güler, ağlarsan yalnız ağlarsın.” Genelde herkes bir başkasının yanında ağlamamaya özen gösterir. Çünkü eğer ki ağlarsak karşı taraf bizi hor görebilir. Bu şekilde de yalnız ağlarız. Burada ki gözyaşı ''insanlar ne der?'' olarak değil, inanılmaz bir hatadan dolayı hayata şekil veren o acı dolu yaşamın verdiği yalnızlıktan dolayıdır. Keza güldüğümüz sırada herkes çevremize toplanır. Genellikle iyi gün dostlarıdır bunlar. Onları neşelendirdiğiniz için o da gülmeye gelmiştir. Ancak bu filmde kimse gülmüyor, hep bir yalnızlık var. Hayatın acı tarafını tadan insanlar toplumdan kendilerini soyutluyorlar. Gülmüyorlar ki onlarla birlikte başkaları da gülsün.. Ancak böyle bir kaos insana gülmeyi de unutturmaz mı?

    ” Bir hayvandan daha aşağı olsam bile benim de yaşamaya hakkım yok mu? ” Bazılarının ölümün ucundayken hayat felsefesini keşfettikleri kimin aklına gelirdi.. Yazının başında kast sistemi demiştim ya bakın hayvanlar orada bile değildir. Bu adamın düşüncesi ise hayvandan daha aşağı bir durum. Peki yaşamaya hakkı yok mudur? Aslında en güzel şekilde yaşamaya hakkı vardır. Bu söz Mevlana'nın bir sözünü aklıma getirdi: ''Ne olursan ol, yine gel.'' Hayvandan daha da aşağı olsan bile yaşamaya devam et. Ben şahsen insanların her yanlışta veya her hatada üç tane sapma hakkı olduğuna inanırım. Her zaman affedici olalım ki olur ya artık karşıda ki kişi af dilemeye utanır. Hep denedin, hep yenildin. Yine dene, yine yenil, daha iyi yenil.

    --spoiler--
    0 ...