yazmayayım yazmayayım diyorum, durunamıyorum arkadaş. sığ ve aptal olarak ne denli mutlu olunabileceğinin göstergesidir bu önerme. hadi tonton teyzeler bu tip apolitik laflar edince şirin, sevimli bir yanı oluyor. ama azbuçuk "okumuş" kisvesi altındaki insanlardan aynı lafları duyunca, insan yumruklayacak bir şeyler arıyor. anlatamamaktan.
siyaset denilen şeyi klasik anlamıyla alırsan eğer güzel kardeşim, iktidar ve güç odaklarına, genelde siyasi partiler temelinde karşı durmayı ya da desteklemeyi anlarsın. ama el insaf, artık 21. yüzyıldayız ve "siyaset"in bu tanımına artık kimse itibar etmiyor. her şey siyasidir, her seçim, her şey politiktir. çünkü kişisel olan politiktir.
bu açıdan bakınca, benim bir kadın olarak kampüste yaşadığım taciz olayına karşı durmam, ya da yaşayana destek vermem de, bir erkek öğrenci olarak, misal arkeoloji kazısına ya da ağ laboratuvarına seçilip götürülmememe karşı çıkıp bu durumu yaratan mekanizmaları sorgulamam da siyasettir. hatta siyasetin ta kendisi, gündelik siyasettir. siyaset, hak arayışıdır, ve/veya hakların bölüşümünü yeniden ve yeniden sorguya tabi tutmaktır. neden siyaseti bambaşka mecralarda arıyorsunuz ki? dolayısıyla, hem klasik hem de post/modern anlamıyla, siyasetten uzak yaşamak zaten imkansızken, hele ki "kurtarılmış bölgeler" olan üniversitelerin siyasetten azade olabilmesi nasıl bir hayal gücünün/güçsüzlüğünün arzusu-ürünüdür?
belli ki, siyaset denilen şey sizin için, ömründen bezmiş hocanızın "blok yapıp erken çıkalım mı çocuklar?" önerisine vereceğiniz "evet" ya da "hayır" cevabıyla sınırlı. tşk cnms kib bye.