Bundan yaklaşık 3 sene önceydi.Üniversiyi yeni kazanmıştım.Lisedeki kuralcı,aşka bile mantıklı bakmaya çalışan büyük konuşmalarım yüzünden oldu her şey diyebilirim.
Sevgili mi , hele de ilk yıl mı ..çok uzak şeylerdi bunlar bana.
Okulun ilk haftalarıydı,belki de 3 senedir derslere gittiğim tek haftaydı.Koca amfide herkes birbirine bir o kadar yabancıydı ve herkes bir o kadar liseden kalmaydı.
ilkokul arkadaşımla aynı sınıfta olunca,birini tanıyor olmak hiç tanımamaktan iyidir mantığıyla yan yana oturduk.Tam ders bitimi herkes ayaklandığı bir anda,arkadaşım Cemre birilerini gösterdi.
C:Şunlara bak,ne kadar çok yakışmılar
N:Şu salaş görünümlü sevgililer mi?
C:hı hı ,evet .
N:Evet,ne sevimliler,diye cevapladıktan sonra gözlerim bi süre çocukta takılı kaldı.
Ve yanındaki kızın sevgilisi olduğunu düşünmeme rağmen,garip bir şekilde onunla bir şeyler yaşayacağımı hissettim o an.Gelecekteki sevgilim olacaktı o benim,bunu hissetmiştim ve kendine güvenen aptal gülümsememle yeniden tekrarladım o cümleyi "Ne sevimliler" .
Bir hafta daha geride kalmıştı.Okulun 2.haftasına girmiştik.Düzensiz bir insan olduğum için,yemek saatim normal insanların yemek saatiyle aynı değildi.Öğle arasında arkadaşlarım yemekhaneye giderken, o ucube kantinimizde oturmayı tercih ettim.Kantinde kimse yoktu.5 dk ya geçti ya geçmedi.O malum deyimimle "sevimli çiftler"kantine geldi.
Gülüşmeler,ufak aralarında bir şey konuşmalar,,derken kız masama geldi.
-Gelsene ,niye yalnız oturuyosun,dedi
O an bu soruya cevap vermemle kafamdaki yıldızların uçuşması arasında kaç saniye vardı bilmiyorum ama sevgili olmadıklarını kızın beni masaya çağırmasıyla anladım.
Oturdum yanlarına.Kızla muhabbet etmeye başladık.O ilk gördüğümde bir şey yaşayacağımı hissettiğim çocuksa tüm burnu havadalıklarını sergiliyordu masada.Nasıl kalkıp gitmek istedim bilemezsiniz.Meğersem bu kızcağız bunun liseden arkadaşıymış,bizim fakültede bile değilmiş.Yanında geliyormuş.
ismimi söyledim,ismini söyledi.Umutmuş ismi.
-Umut,anayasacı hangi kitapları almamızı istedi ,diye sorduğumda
-Anayasa dersinde konuşulacak çok şey var,siyasi söylemlerimizi esirgemememiz lazım diye cevap aldığımda bir artı daha ekliyordum kafama.
Sonraki günlerde, hissettiğim şey olmazsa bile iyi arkadaş olabileceğimi sezdikçe daha çok gözlemledim.
Amfide oturduğu yer belliydi.Sol taraf ve arkalar.Bu yerden hiç şaşmıyordu.Bir kaç kez,o sıranın bir önüne ya da arkasına oturmaya çalıştım belki yeniden muhabbet ederiz diye ,ama Umut dersten çıkıp giden biriydi.Kalıp sohbet bile edemiyorduk ordaki oturuşlarım da bir anlam ifade etmemeye başlamıştı.
Bir gün,yine fakülte koridorlarında karşımda geliyordu,Hani tanışmışız ismini öğrenmişim,ismimi öğrenmiş.Ayaküstü muhabbet etmesen bile gülümsemez misin,Normal olan buyken o karşıdan gelirkenki gülümsemem karşılık bulmadı.
O an dedim ki ,bu sondu bi daha bu kendini beğenmişle konuşmaya çalışmıcam diye.
Bir kaç hafta geçti.Sahiden ben de onu görmemezlik geliyordum.
Bir gün ders bitiminde bir arkadaşımı beklemek üzere okulda kaldım.O sırada bankaya uğradım ve bankadan dönerken arkadaşım aradı.Onunla konuşurken fakültenin önüne yaklaşıyordum ve Umut'u tek başına orada sigara içerken gördüm.Hay aksi dedim belki de telefonla konuştuğumu görmese selam vericekti.Umut'u geçtim bir kaç metre ilerledim ve telefonu kapattıktan sona geri döndüm ve
-Merhaba,beni hatırladın mı ? dedim
O an farkında değildim bir merhaba kelimesinin hayatıma neleri getireceğini ve hayatımdan neleri götüreceğini.Onu ilk gördüğümdeki duyguyu,aşkı,cesareti sığdırmıştım belki de o kelimeye .
-Merhaba,ımm diye duraksarken adımı hatırlattım.Gülümsedik.
O anlarda da tam hatırlayamadığım gibi şimdi de tam hatırlayamıyorum ama ayaküstü siyaset muhabbetine girmiştik.Ve kahve içmeye zamanın var mı dediğinde ,gelecek arkadaşımı falan unutmuştum.
Fakültemizin oradaki kafeye oturduk ve ona lisede gittiğim partinin beni ne noktalarda tatmin etmediğini anlattım.Ve o da bana burda öyle değiliz diyerek konuşurken bir yandan da o sırada bizim ortamı da görmek istersen diyerek numaramı aldı.Sonra neden erteliyoruz ki diyerekten partiye gittik.
Bana birkaç dergi seçerken ,o sırada partide bulunan uzaklaştırma almış birisi yemekhanede olay çıktığını Umut'a hemen oraya gitmesini söyledi.
U:Benim gitmem lazım,sonra yine görüşürüz,dedi
N:Ben de geliyim,3te kulüp toplantım var,dedim ve onunla okula gittim.Yemekhanenin oraya yaklaşırken gözlüğünü çıkarıp verdi.Eğer sahiden olay çıkmışsa sende dursun kırılmasın dedi.Gözlüğü çantama koyarken gereksiz sahiplendiğimi hissettim o kısacık paylaşımları .Orada ben kendi arkadaşlarımın yanına gittim o kendi arkadaşlarının..Ve saat 3e geldiğinde uzaktan onu görebiliyordum ,gidip gözlüğünü verebilirdim ama ben direk kulübe gittim.
Sonra beni aradı,gözlüğümü almam lazım nerdeysen gelip alayım diye.Bense sanki onu hiç umursamıyormuş gibi,ben sana baktım göremedim hiç o yüzden gözlüğünü veremeden gelmek zorunda kaldım,kulüpteyim dedim.Ve oraya geldi.Aslında gelmedi getirttim bir nevi.
Biraz oturduk orada ve sonra ben gidiyorum diye ayaklandığında ,benim de çıkmam lazım bekle beraber çıkalım derken artık hem karşımdakiyle hem de kendimle oyun oynar hale gelmiştim.
Bu olay yüzünden öğle yemeklerimiz de kaynadı aç mısın dedi.Benim o an tok olsamda tokum demeye gönlüm yoktu zaten.
Nerde oturuyosun napıyosun muhabbetlerinden sonra istersen bizde bir şeyler atıştıralım dedi.Daha ilk gün ilk tanışmadan tamam dedim.Ve onlara gittik.
O masayı hazırlarken benim de ,kadın haklarıyla ilgili yazdığı yazımı okumasını istedi.Yazıda belki de eleştireceğim ya da katılacağım yerler varmıştır ,belki de bunu hiçbir zaman bilemicem.Çünkü yazıyı okumuyordum o sırada aşık olmakla meşguldüm.
Bir şeyler atıştırdıktan sonra film izleyelim mi dedi.O utangaçvari tavrı bana hayır dedirtmedi.Ve filmi (ayrı koltuklara) izlemeye başladık.
O sırada ne zaman yolunda giden bir şeyler olsa onu bozan kuzenim aradı ve acil ona para vermem gerektiğini söyledi.Filmi durdurup gitmem lazım,Umut dedim.
Ben de seninle gelsem parayı versek sonra devam etsek olur mu dedi.Sonra yeniden eve döndüğümüzde, film kalmıştı şarkılardan konuşmaya başladık.
Bi ara kalkıp gitti,ve geldiğinde elinde bir kadehte şarap vardı.Sormadım içer misin diye,ama içmek istemezsen kalsın dedi.
Gülümsedim ve birlikte müzik dinleyip şarap içmeye başladık.Ev arkadaşları geldi ve bize başka bir arkadaşlarında film iiçin toplacaklarını, ısrarla da bizimde gelmemizi söyleyip durdular.Umut'un sen bilirsin,benim hayır sen bilirsinlerimden sonra gitmek zorunda kaldık.
Gittiğimiz yerde yan yana film izledik.Bana o sırada ben bu filmi daha önce izledim ve sonunda ağlamıştım dedi.Filmin sonuna doğru o karanlıkta yüzümde bir el gezdiğini gördüm.Afalladı birden ve ağlamış mısın diye bakıyorum dedi.iç gülümseyişler yaşadım.Sanki orda oturup elini yüzümde bulmamın sebebi ben değilmişim gibiydi.
O zamanlar yurtta kalıyordum gitmem lazım dedim.Beni bırakacağını söyledi.Ve yol boyu hep suskundu.Neden konuşmuyorsun dedim.Düşünüyorum,genelde hep düşünürüm de derken bu cümlenin altında aslında onun kişiliğinin yattığının farkında değildim.
Yurdun oraya geldiğimizde giriş kaçtaydı dedi.11 ,daha 45 dk var dedim ve güldüm.Yüreyelim biraz dedi.Yürürken de sustuk ,oturduğumuz kaldırımda da sustuk bir süre..
Sessizliği bozan cümle buraya gelmeden önce geride bıraktığın bir şeyler var mı oldu.Yok,hayır dedim.Bu soruyu sorduğuna göre "senin" demem o sessizliğin an anlamsız cümlesi olacağı için yeniden sustum.
-Ben sana bir şey söylicem,bunu neden bugün söylemek istediğimi yol boyunca düşündüm.Kendimi biliyorum,hissettiğim an söyleyemezsem bir daha belki de söyleyemicektim,belki de arkadaş olucaktık hiç söyleyemicektim,ben senden çok hoşlandım,dedi.
O an o ilk defa bir insanın nasıl biri olduğunu bilmeden,tanımadan bana evet dedirtten şey ilk gördüğümde hissettiğim şeyden başka bir şey değildi.
Sarıldık ve 2 yıl hiç birbirimizin elini bırakmadık.Öyle sanıyorum ki, o Merhaba'nın geçirilecek bir iki yılın başlangıcı olduğunu ne o ne de ben farkında değildik.
Bu da hep gülücüklenerek anlatacağım bir aşk hikayesinin tanışma gününe dair bir yazıydı.Şimdi o iki yılın üzerinden 7 ay geçti.Ve en son onunla konuştuğumda onu gördüğümde ,hayatta hiçkimsenin beni unutmasını bu kadar çok isteyebileceğim aklıma gelmezdi.
Bir adamın hayatına girmiştim ve iki yıl sonra o hala çok aşıkken sevgisi biten bir kadın olarak çıktım hayatından.Belki acımasızca belki tatlı hüzünlü,belki de sıradan bir şekilde.