yıllar yıllar önce de direndiği gibi... ve hatırlatmak isterim o yıllar önceki meşhur direnişlerinde yanlış hatırlamıyorsam dördü öğrenci, biri asker, biri aşçı 6 kişi hayatını kaybetmişti. asılan kişileri saymıyorum bile...
tamam! bir birey veya bir topluluk hakları uğruna eylem yapabilir. hakkını arayabilir. gerekirse kişi ve kurumları protesto edebilir. ama hiçbir birey ya da topluluk hangi neden uğruna olursa olsun, sırf bir amaç uğruna umarsızca canını ortaya koyamaz. hakkını ararken toplumun düzenini bozamaz. o haklar uğruna savaşmayan kişileri tehlikeye atamaz. bunları yapmaya kimsenin hakkı yoktur! işte yıllar önce bunları hesaba katmayan o topluluk, o sözde direnişçiler, benim gözümde askercilik oynayan o üniversiteliler hem haklarını ararlarken o hakları bulsalar bile artık kullanamayacakları şekilde hayatlarını kaybettiler. hem o haklar uğruna savaşmayan kişilerin hayatlarını kaybetmesine sebep oldular. hem de kendini hak savaşçısı olarak gösteren bu uçarı ve vurdumduymaz zihniyet, üniversiteye topladığı asker sürüsünün kurşunlarının vızıltıları altında odtü ye yalnızca üniversite okumak için gelmiş masum kişilerin çığlıklar atarak üniversiteyi bırakmalarına neden olmuşlardır. o yılları bilenler ne demek istediğimi anlayacaklardır.
yani; direnmek kaş yaparken göz çıkarılmadığı ölçüde güzeldir. yerindedir. doğrudur. ama haklar uğruna canlar zarar görüyorsa... işte bu durum başka insanların düzenini bozmaktan ve şerefsizlikten başka bir şey değildir!