bugün itibariyle bir kez daha "ne kral hocaymış" dediğim için kendisine yeniden entry yazmayı bir borç
bildiğim müthiş hoca, profesör, dekan.
hava şartları ve bir türlü gelmeyen otobüs sayesinde dersine tam 50 dakika sonra girdim.
-ki ders saat 12 olmadan bitiyor!-
devamsızlıgım sınırda, MECBUREN GiDiYORUM! YOKSA O saatte derse girmek küfür etmek gibi bir şey adama yani!
utana, sıkıla, gebere gebere "girebilir miyim hocam?" derken yüzündeki melek bakışı ve "tabi" deyişi
"allahıımmm" dedirtmiştir bana. erkek melek resmen işte bu! yerinde ben olsaydım asla almazdım çünkü
10.30 da ki derse 11:20 de girilmez arkadaş! ne olursa olsun! neyse kendisi beni bir kez daha hayran bıraktı
yüceliğine. ders bitiminde ki tavrına da aşık olmayan yoktur:
"çocuklar bir kağıt dolaştırın, imzalarınızı atın, yukarı bırakın işte..
ben pek önemsemem devamsızlığı biliyorsunuz ama prosedür ne yapacaksın?"
der ve çıkar sınıftan.
ardından herkes gelmeyenlerin yerine imzayı çakar -diğer hiçbir derste bu mümkün değil-
ve sevimli bir suratla sınıftan çıkılır.
o bence namık kemal üniversitesi' nin başına gelmiş en güzel şey.