yıllar önce kitabın arasına sıkıştırılmış bir resimdir.
bereberligimizin başlarında senden resmini istemiştim.niyetim seni görmediğim günlerde, cüzdanımdan resmini çıkarıp özlem gidermekti; oysa resmine her baktığımda senin özlemin doğdu yüreğime.
her zamanki muzurluğunu resmini verirken de yapmıştın. bana " resme tersten bak. resmime ters bakmak suratımı daha güzel gösteriyor" demiştin. o an dudaklarındaki muzur gülümseme, benim resmine her baktığımda dediğini yapmayan dudaklarımdaki muzur gülümsemem olmuştu.
yıllar geçmişti. ben evlenmiştim. senin ne yaptığını nasıl olduğunu çok düşünmüştüm. ayrılmak istediğimi söylediğim an masadan kalkıp, hayatımdan da çekip gitmiştin. o günden sonra seni ne görmüş, ne haberini almıştım.
geçenlerde eşimle sohbet ederken, bir yazarın kitabını konuşuyorduk. yıllardır elime almadığım kitabı kitaplığımdan aldım. ayaktaydım. eşim yanımdaydı. kitabın içinden bir şey düştü. sonbaharda ağaçtan yavaşça düşen sarı bir yaprak gibi yere kondu. senin resmindi. ters görüyordum yüzünü. meğer sen ne kadar güzelmişin, meğer sen ne kadar özlenen bir kadınmışın. keşke dedim senin dediğini tutup resmine ters baksaymışım. o muzur gülüşüne o, an dudağıma geçirdiğim dişimle, yaş dolmuş gözlerimle baktım.
o an dünyanın en güzel kadını sendin.