karınca bütün yaz çalışır evini, yiyeceklerini hazır eder.ağustos böceği de yan gelir yatar ve karıncayla alay eder, vur patlasın, çal oynasın yazı geçirir.ve kış gelir.karınca sıcacık yuvasında karnı tok bir şekilde kışı geçirirken,ağustos böceği bir basın toplantısı düzenleyerek:
- etrafta onca aç ve üşüyen varken, karıncalar nasıl bir vurdumduymazlıkla sıcacık yuvalarında yasayabiliyorlar' diye olayı kamuoyunun vicdanına sunar. atv, kanal d, star zavallı aç ve açıktaki ağustos böceği ile karnı tok sırtı pek karıncanın resimlerini yan yana yayınlayarak tarafları tartışmaya davet eder.türkiye olayın şokunu yasamaktadır. nerededir bu devlet? ybkd (yeşil böcekleri koruma derneği) 'den bir temsilci atv'deki teketek programına çıkarak otuz yıldır çektikleri sefaletin tek nedeninin sırf yeşil renkli olmalarından kaynaklandığını anlatır. dünyanın en tanınmış nobel ödüllü yazarımız orhan pamuk ve tanınmış aydınlarımız olayı avrupa düzeyinde protesto ederek türkiye'yi kınarlar. konu bakanlar kurulu'nda tartışmaya açılır ve başbakan kanal d ye verdiği özel demecinde:
- daha önceki hükümetler tarafından bunca yıldır sorunları göz ardı edilen değerli ağustos böceği kardeşlerimizin bundan böyle huzur ve refah içerisinde yasamaları için gerekenler yapılacaktır. der.diğer yandan reha muhtar karıncayı canlı yayına çıkararak:
- reklâmını yapmak için zavallı bir ağustos böceğinin içler acısı durumundan yararlanmaya utanmıyor musun?' diye bir güzel haşlar. ertesi akşam teke tek'te ise 'ağustos böceğinden yürüttüğün para ve yiyecekleri nereye akladın, öt çabuk' diye fatih altayli' dan dan bir güzel dayak yer.
karınca en sonunda çareyi yurtdışına kaçmakta bulur.ve ağustos böceği onun evine yerleşir, yiyeceklerine konar, eşyalarının üzerine yatar ve refah içerisinde gül gibi yaşar gider.