akp'nin tarihsel süreç içindeki gelişimi ve günümüz verileri göz önünde tutulduğunda bu sonuca ulaşmak zor olmayacaktır. fakat aşağıda sıralanan nedenlerden dolayı da aynı akp bir erime sürecine girerek misyonunu kaybetme noktasına gelmiştir. bunlar;
1- arkasındaki desteğe rağmen, giderek akp ye karşı özellikle toplum içinden yükselen muhalefetin artması. buna karşılık mevcut hükumetin bu önerilere tatminkar bir cevap verememesi, aksine giderek artan şiddetle karşı mukavemet uygulaması.
2- parti içerisindeki cumhurbaşkanı da olmak üzere, çok sesliliğin artma eğilimi.
3- toplumun, tarihsel süreç ve mevcut akp yönetiminden kaynaklanan bugünkü durumundan, yeni bir evreye dönüşümünün gerektireceği ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal zeminin akp hükumetince desteklenebilir olmaması ve bunun akp tarafından da öngörülmesi. ki bu öngörünün en büyük kanıtı da, yine başbakan tarafından çok güçlü bir parlamenter desteğe sahip olduğu halde, bir anlamda bu destekten vazgeçme pahasına başkanlık sistemine geçme isteğidir. açıktır ki, başbakan liderliğini devam ettirmek istemekte, fakat bunu bu parlamenter sistem içerisinde artık mümkün görmemektedir.
4- yapılan son kamuoyu yoklamalarının son 3-4 ayda akp nin, chp ve bdp aleyhine hissedilir oranda destek kaybettiğini açıkça gösteriyor olması.
5- mevcut yapılanmanın, demokrasimizi sivil bir anayasanın güvencesi altında daha da ileriye taşıyacak bir birleşmeye izin vermemesi. istendiği halde, sivil ve özgürlükçü çağdaş bir anayasanın hala yapılamıyor olması.
6- akp nin, kendisini var ederek bugünkü güçlü konumuna taşımasını sağlayan siyasi söylemlerinden vazgeçerek, semboller ve dayatmalar üzerinden bir siyasete yönelmesi.
ve daha sayılabilecek pek çok nedenden dolayı tıpkı bir zamanların tüm eğilimleri birleştiren partisi olan anap gibi, akp de kendini yok edecek bir sürece doğru ilerlemektedir. işte bu gerçeklerden hareketle; şayet radikal önlemler alınmazsa en azından bundan sonra, akp hükumetinin başarılı olabileceğini öngörmek pek mümkün görünmemektedir. öyleyse millet olarak bu kırılgan geçişi en az zararla atlatabilmemiz için ne yapmamız ve nasıl davranmamız gerektiğini artık çok daha ciddi bir biçimde düşünmemiz gerekmektedir. tabi sözlük olarak da.