St.Petersburg, Batıya Açılan Pencere "Doğunun Venedik"i. Moskova'nın soğansı kubbeleriyle bezenmiş görüntüsünün aksine , St.Petersburg batı dünyasının tüm değerlerini taşıyan mimarisiyle Rusya'yı asırlarca batıya ve onun kültürüne yakınlaştırmaya çalışmış bir şehir. St.Petersburg'da tarihi içinizde hissedersiniz ama şehrin tarihi sadece 300 yıldır. Yani St.Petersburg "Yaşlı Ama Genç" bir şehirdir.
Ülkenin ikinci büyük şehri olan St Petersburg, Neva Nehri üzerindeki 42 ada üzerinde kurulmuştur. 1703 yılında 1.Petro tarafından isveç e karşı kazanılan zafer sonrası Avrupalı mimarlara bataklıklar üzerine inşa ettirilmiştir. 9 yıl gibi kisa bir sure sonra da tüm başkent, Moskova dan buraya tasinmistir. Petro 'nun emriyle. Petro'dan sonra başa geçen Elizabet ve Büyük Katerina dönemlerinde Petro'nun mirası özenle korunmuş ve bircok yeni saray binası insaa edilmistir. 350 köprü ve kanal şehrin "Kuzey'in Venediği" olarak anılmasına neden olmuştur o tarihten itibaren. ismi daha Rusça olsun diye Petrograd a cevirilen şehir , 1917 yılında tüm dünyayı yıllarca etkileyecek bir devrimin Çarlik dönemine son veren gösterilerine tanıklık etmistir. 1917 Ekim devrimine kadar Rusya'nın başkenti olmuş ve Sovyetler döneminde ise ismi Leningrad olarak değiştirilmiştir. 2.Dünya Savaşında Alman-Rus savaşının en kanlı çarpışmalarından biri bu şehirde gerçekleşmiştir. St.Petersburg 872 gün Alman ablukasında kalmış ve yaklaşık 1 milyon kayıp vermiştir. 26 Mart 2003 yılında kutlanan şehrin 300. kuruluş yıldönümü Rusya Federasyonu Devlet Baskanı Vladimir Putin`in kişisel desteği ile görkemli gösterilere sahne olmustur.