hedeften daha kıymetli olan yolculuğun kendisidir. aşk -bahsi geçen aşk pek kimsenin bilmediği gerçek olandır- maşukun kendisini tüketen, kemiren ama, bitirmeyen, son darbeyi vurmayan, dayanılmaz ıstıraplarına rağmen vazgeçmek istemediğidir. mecnun'un kafasına yediği her kepçe darbesinde "ama, sadece bana vuruyor." demesidir. bir süre sonra aşık ahlar eşliğinde maşukun dilinden de, kalbinden de düşer. içselleştirilen maşuk metamorfozunu tamamlar ve aşıkın özünde erir. bu aşamada meydana gelenler; ona rağmen, ondan ayrı onu sevmektir. bir idealize mekanizmasının konu reflekstifi değil, yolcudan doğan yolculuğa bindirilmiş değişmez değerdir.
simurg, nihayette sırlı cam önünde irtisamına ulaşıp kendine varır. vardığı da kendisidir, çare için çıktığı yolda. beklemek; acının şekillendiren darbelerinden kaçmak, yolculuk; her bir darbede aslolana varmak. kederli bakmayan insanlar temaşa ile sonlanacak bir ömrün öküzleridir. onlar için aşk, biraz evvel raylar üstünden hızla geçip gidendir.