inancın ötesinde bilim ve din

entry3 galeri
    1.
  1. ateizm’in savunucularından peter atkins, bilimin ortaya çıkış tarihinde dini bir unsurun varlığını kabul ederken, görüşünü şöyle özetliyor; “herkese açık yeniden üretilebilen bilginin üzerine inşa edilen bir inanç sistemi olarak “bilim” , dinden doğmuştur.”

    neden hiçbir şey değil de bir şeyler var? özelikle evren niçin var? nereden geldi ve eğer gideceği bir yer varsa nereye gidiyor? evren ardında hiçbir şey olmayan nihai gerçekliğin ta kendisi mi, yoksa “ötesinde” bir hakikat mi saklı? ya da Richard dawkins’in önderliğini yaptığı “yeni ateistler”in iddia ettiği gibi muhakemesiz bir takım kuvvetlerin etkisiyle başıboş bir şekilde hareket eden akılsız bir madde ve enerjinin ürünlerinden başka bir şey değil miyiz?

    hatta bazıları der ki, tıpkı doğanın temel kuvvetlerinin şiddeti ve gözlemlenebilir uzay-zaman boyutlarının sayısı gibi evrenin sahip olduğu bu belirli temel özelikler, kâinatın başlangıcında işleyen tesadüf etkilerin bir sonucu olduğundan; çok farklı yapılarda başka kâinatlar da elbette ki var olabilirler. neden evrenimiz ebediyen birbirinden ayrışmış çok sayıda paralel evrenler dizisinden biri olmasın ki?

    bu durumda insanın nihai bir anlamı olmasını iddia etmek saçma değil midir?
    böyle bir ‘çoklu evren’de insanın değeri tamamen hiçe inmiş olmaz mı? bu durum karşısında, modern bilimin ilk dönemlerinden söz etmek; mesela Bacon, Galileo, kepler, Newton, ve clark maxwell gibi bilim adamlarının, kâinatın yaratıcı bir tanrı’nın tasarısı olduğuna inandıklarından bahsetmek; entelektüel bir nostaljiden başka bir anlam ifade etmez.

    fiziksel evrenin veya tecrübe evrenin bilim tarafından asla aydınlatılamayacak bir karanlık köşesi olduğu ümidine ancak önyargılı, bilgi sahibi olmayan dindarlar kendilerini kaptırılar.
    oysa ki bilim şimdiye dek herhangi bir engelle karşılaşmadı ve indirgemeciliğin başarısız olacağı zannın ardındaki tek gerekçe, dindarların zihnindeki korku ile bilim adamlarının karamsarlığıdır.

    2006 yılında California la jolla da salk biyolojik bilimler enstitüsünde bir konferansta ‘inancın ötesinde: bilim, din akıl ve yaşam mücadelesi’ teması tartışıldı. Nobel ödüllü steven weinberg bilim dini ortadan kaldırmalı mı sorusuna gönderme yaparak: “dünyanın uzun süren din kâbusundan uyanmaya ihtiyacı var. biz bilim adamları dinin elini zayıflatmak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız” dedi.

    yaratıcıya olan inançları sayesinde daha ileri düzeyde bilim yapma gayreti taşımış pek çok bilim adamının varlığı bu iddiaların adilce olmadığının delilidir. bilim öncülerine göre de evrenin bilim tarafından aydınlatılan karanlık köşeleri, tanrı’nın daha iyi bilinmesini sağlamıştır.

    ateizmin entelektüel açıdan savunulabilir tek fikir olduğundan nasıl bu kadar eminler? bilim gerçekten onu bu derece de onaylayacak kadar ateizm’in dostu mudur?

    hiçte değil… diyor, bir zaman önce entelektüel ateizm’in bayraktarlığını yapmış ve şimdi iman etmiş anthony flew. flew bbc’ye verdiği röportajında “ üstün bir aklın” varlığının, hayatın menşei ve tabiatın karmaşıklığı ile alakalı getirilebilecek eldeki tek iyi açıklama olduğunu söylemekten de geri durmuyor artık. kaynak aramızda kalsın tanrı var
    0 ...