Bir edebiyatçı olarak söylüyorum; hemen hemen her şiirinde bir nazım hikmet tadı bulabilirsiniz. Panşehir ilk kitabıdır, çok sevdiğim bir kardeşimdir, en sevdiğim şiirini yazmazsam olmaz.
Allah,
Yaşamak için diyorum, nefes verdi ve seni ardından,
Ve sensizliği,
Sonrası zaten ne nefesim kesildi, ne sen kayboldun.
Geri kalan bütün günlerin hepsi,
Nefes darlığıydı benim için...
Dinlediysen bu söylediklerimi, sonraki günler,
Dinleme o zaman, kimseyi...
Kısa süren hayatları ve aşkları dinleyerek ve kısacık anıların izin verdiği kadar,
Sev beni..
Sesini özlüyorum, sonra sesini duymayı.
Sonra kesilmesini..
Sesinin yağmura dokunmasını sonra, sonra toprak kokusunu..
Kar..
Çiy.
Sis,
Aşk,
Gel..
Diyebilsek keşke, gel..
Elimi bırakıp gittiysen eğer,
O belki ben..
Belki su,
Yara,
Kan,
Aşk,
Gel..
Diyebilsek keşke, buna rağmen..
Gel,
Öyle bir kelime ki bu, keskin...
Ve gel dedikçe, dilim kanıyor bu yüzden..
Gel,
Gel,
Kan tükürüyorum, kan kusuyorum, kan ağlıyorum, ama gel..
Diyebilsek keşke..
Beklerken böyle, tabiriyle zaman akıp giderken kan gibi..
Kan gibi çünkü, yelkovan masum,
Ve zamanın içinde ki akrep,
Her saat başı kuyruğunu kalbime batırıyor, gelmeyecek diyerek...
Sesler bu yüzden, kan tükürmem belki bu yüzden...
Tik tak sesleri bu yüzden,
Tenimde matkap sesleri bu yüzden..
Diyebilsek keşke..
Ve senin yüzünden oldu, diyemesek..
Okursan sana bu yazdıklarımı, ve dinlersen dinle dediklerimi,
Aklına gelsin...
Dinle o zaman,
Şarkımızı.
Sesinle birlikte,
Seninle birlikte..
" Noktalarını kaybettim ben, bütün ünlem ve soru işaretlerinin... "