Anaximandros''u öğrencisi olan Anaximenes de Miletlidir. Anaximenes de arkhé sorunu üzerinde durur, o da, Anaximandros gibi, ana maddenin bu varlık temelinin birlikli ve sonsuz olması gerektiğini söyler.
Anaximenes''de, Thales gibi, bu sonsuz şeyi belirli bir şeyle bir tutar. Ona göre ilk-madde hava''dır. Hava sonsuz bir hava denizi olarak evreni kuşatır ve yer de bu hava denizinde düz bir tepsi gibi yüzer.
Anaximenes''in felsefeye iki yeni görüş olarak girmiş olan iki anlayışı vardır:
Anaximenes, ''bir hava (soluk) olan ruhumuz bizi nasıl ayakta tutuyorsa, bunun gibi, bütün evreni de soluk ve hava sarıp tutar''diyor. Böylece, ruh kavramı felsefede ilk defa ortaya çıkmış oluyor. Burada ruh, insanın canlı vücudunu bir arada tutan, onu canlı kılan, onun cansız bir yığın olarak dağılmasını önleyen ''şey''dir, burada ruh, yaşam diye, canlı vücudu cansızdan ayıran diye anlaşılıyor ve soluk ile bir tutulduğu için, maddi birşey olarak düşünülmektedir.
Bütün nesnelerin kendisinden çıkmış olduğu ana maddenin canlı olması gerektiğini ortaya atmıştır. Anaximenes havayı, hayatın ve ruhun asıl maddesi saymakla, genel olarak madde kavramı da, kendisinde birşeyler olan, birşeyler geçen madde kavramı belirmiş, bununla da bu maddede olup bitenler üzerinde, maddedeki süreç üzerinde düşünmeye de yol açmıştır.
Anaximenes''e göre: Hava, yoğunlaşma ve gevşemesi ile çeşitli nesnelere dönüşür. Genişlemesi ve gevşemesiyle ateş olur, yoğunlaşmasıyla rüzgarlar, bulutlar meydana gelir, bulutlardan su, sudan toprak, yüksek bir yoğunlaşma derecesinde de taşlar meydana gelir. Böylece, ateş, sıvı ve katı – maddenin bu üç ana biçimi – özü bakımından hep kendisiyle aynı kalan tek bir ana maddenin çeşitli yoğunlaşma ve gevşeme evrelerinden başka bir şey değildir. Bütün var olanlar bu anamaddeden kurulmuşlardır ve her şey onun bu anlatılan değişmeleri yüzünden olur.