ortaokula yeni başlayacaktım o sene. mahalledeki, sınıftaki herkes aldı üniformasını.. bana soranlara "biz sonra alacağız daha var nasılsa okulların açılmasına" diyordum.. okul açıldı ben ilk gün üniformasız gittim, ikinci gün, üçüncü gün.. bir haftadan fazla alamadık üniformamı.. soranlara "annem beni götürmedi alırken, büyük almış hepsini biz de terziye verdik küçültsün diye" diyordum.. yalan söylüyordum.. babam inşaat ustasıydı iş olduğu zaman çalışıyordu terslik bu ya o dönemde işler yoktu.. parasızlıktan alamadık üniformamı.. zengin bir akrabamız vardı, benle yaşıt olan torunu her sene gardrobunu yenilerdi ona olmayan, eskiyen kıyafetleri de bana gönderirlerdi.. yıllarca hiç kıyafet almadık bana.. hiç hatırlamam annemle alışverişe çıkıp üstüme başıma birşeyler aldığımızı.. işte o kadının torunun eski kıyafetleriyle gittim üniformam yokken okula.. fazla gelişken bir çocuk olmadığım için yıllarca giydim aynı kıyafetleri.. en sonunda alındı eteğim, gömleğim, hırkam ama bir kaç beden büyüğünden tabiki.. onları bir kaç beden büyük aldık ama ben büyümedim hiç. o kıyafetler hep bol oldu bana, hep emanet gibi durdu üzerimde.. zaten orta ikinci sınıfa gittiğimde annem sobanın önünde çamaşırları kuruturken yakmış o zor kavuştuğum hırkamı.. yenisi de alamadık tabiki 1.5 sene o yanık hırkanın yanmış kısmını kıvırıp, saklayarak gittim okula..
şimdi iyi sayılır durumumuz. üniversiteyi bitirdim, çalışıyorum 3-5 bişeylerde kazanıp geçiniyoruz çok şükür. yakın çevrem, arkadaşlarım hatta kuzenim bile bilmez belki bunları anlatmıyorum kimseye. he gocunduğumdan değil tabiki öyle olsa gelip de buraya yazmazdım ama anlatmıyorum işte ne bileyim..
o günleri o yokluk dolu günleri hatırladığımda hala sızlar burnumun direkleri süzülür iki damla yanaklarımdan..