kampüsü kanunsuz, kuralsız, başı boş bir çeşit ahır zanneden davar sürüsünün 'demokratik hak' diye savundukları olaylardır.
kampüste toplantı, gösteri, etkinlik vs düzenlemek izne tabiidir. oralar bu barzoların geldiği ormanlara, mağaralara benzemez, her şeyin bir usulü, erkanı vardır. hayvanlığı yaşam tarzı haline getirmiş olanlara bu tip eylemler gayet normal gelebilir. onlar 2500 polisi bahane eder, şunu-bunu bahane eder hayvanlık yapabilir. 2500 polis bunlar için kırmızı pelerin etkisi yapar, arenadaki Boğa gibi saldırma dürtüsü uyandırır. bu da normal, sonuçta ikisi de hayvan.
bu sürü zamanında üniversitelerdeki başörtüsü yasağını 'devletin kanunları var, herkes bunlara uymak zorunda' diye savunanlardır ayrıca.
odtü'lüyüz, zekiyiz bilmem neyiz diyenler boşa gevelemesin çünkü eşeklik baki kalır. metin lokumcu da eğitimli bir insandi, hatta (her ne kadar eğitim politikaları nedeniyle mahvedilmiş olsa da) öğretmenlik gibi değerli bir mesleği olan birisiydi. ama gözü dönmüş vaziyette eline taş alıp polise fırlatmaya, nefretle saldırmaya başladı. işte o saniyeden sonra artık değerli bir öğretmen değil bir anarşisttir. ve sonunda hırsından niyazi olmuştur. 'metin lokumcu'yu unutmayacağız' diye zırlayanlar şunu da unutmasın: biz de o gün katlettiğiniz polisimizi unutmayacağız.