lise yurtlarını geçiyorum, oradaki ortamdan pek haberdar değilim. ankara'da üniversite okurken iki ay yurtta kalmıştım; ilk ay sonu müdür istifa etmişti, ikinci ay sonu da yeni müdür beni kovmuştu. şimdi o iki ay çerçevesinde ne kadar inceleme fırsatım olmuştur bilmiyorum ama yurt karakterlerini hep beraber analiz edelim.
ilk olarak söylemeliyim ki yurt ortamında tek takılan kişi sayısı sınırlıdır, genellikle gruplar halinde takılır insanlar.
bilgisayar manyakları: bu adamlar bilgisayarla yapışık doğmuş herhalde. vaktinin çoğunu yatağında geçirse de arada diğer odaları ziyarete gider, kantine falan iner ama yine bilgisayarı hep yanındadır tabi. internetten gördüğü komik şeyleri diğer arkadaşlarına gösterir gülüşürler falan ama genelde muhabbetten kopuktur. en vazgeçilmez oyunu fm'dir, en favori filmi esaretin bedeli, en sevdiği lig ispanyadır. hemen hemen her teknolojik, siyasi ve spor gelişmesinden haberdar olan ilk insandır.
kaçak sigara tayfası elemanı: bu tayfa çok sempatik bence. tek istediği içmeye hakkı olduğu sigarasını gece içebilmek. ne olur bir oda ya da balkon yapsanız şunlara yani(yapanları tebrik ediyorum yapanlar var). adam sigara içeceğim diye gider tuvalete girer, odanın camından sarkar, merdiven boşluğuna tüner, bodrum kata iner. benim gibileri yurdun çatısına çıkıp kiremitlerin üzerinde içer, iyi ölmeden kurtulmuşum. bu tayfa bazen tek başına içse de genelde tayfa halinde içer ve tüm yurdu sigara kokusu sarar, hepsi birbirini tanır. yurdun son giriş saatine on dk kala kapıda toplanıp son sigaralarını içmiş gibi yaparlar.
filmci team: bunu zaten biliyorsunuzdur, film düşkünü gençler bunlar. sabaha kadar film izlerler. imdb puanına bakıp bakıp indirirler sonra da toplanıp arka arkaya filmler izlerler. bir liderleri vardır filmden iyi anlayan, genelde o seçer filmleri. bir de bunların arasına karışıp filmin yarısı gelmeden uyuyanlar var, onların amk.
kantinde takılan familyası: bu elemanlar kantinle anlaşma mı imzalamış nedir bilinmez ama hep kantindedirler. yurdun yemeğini de pek sevmezler genelde kantinden yerler. belli bir çevre edinirler sonra, sürekli yüksek sesle muhabbet ederler. tam kahveci adamlar.
enstrüman çalan eleman ve saz arkadaşları: bir gitar, bağlama, ney tarzı bir şey çalan elemanla çevresine topladığı insanların oluşturduğu topluluktur bu. saat kaç dinlemeden gitar çalıp şarkı söylerler. enstrüman çalan elemana sürekli "benim evde de gitar var, çok seviyorum ama bir türlü öğrenemedim." tarzında cümleler kurulur. bu tayfaya uyuz olanlar da vardır takdir edenler de.
sürekli ders çalışanlar fc: bu adamlara hep imrenmişimdir dersem yalan olur. ulan her gün beş altı saat ders mi çalışılır, her gün o kadar çalışıp tıp okuyacağıma hiç çalışmadan sıradan bir bölüm okurum daha iyi demişimdir hep, hala da diyorum. bu adamlar bi yemekhanede görünür bir de kütüphanede, oda arkadaşınızsa bir de arada uyurken görürsünüz.
sürekli ders çalışanları muhabbete tutanlar sk: bu adamlar ders çalışmaya heveslenen ama ders çalışma alışkanlığı olmayan adamlardır. kantinden çayı bisküviyi alır kütüphaneye inerler. beş dakika çalıştıktan sonra sıkılır yanlarındaki arkadaşlarını muhabbete tutarlar sessiz sessiz, sonra da çayı bisküviyi bitirip eğlencenin olduğu ortama kaçarlar.
steteskop ve önlükle gezen deyyuslar: vardi bir iki tane böyle eleman. her yurtta var mıdır bilmiyorum ama adamı nerede görsem boynunta steteskop, üzerinde önlük. sanki seyyar doktor pezevenkler. belki tıp okumadığımdan uyuz oluyorumdur ama harbi uyuz bence bunlar. git adamakıllı bir şeyler giy arkadaş yurda iş getirme.
akşam dışarı çıkmaya hevesliler: bunlar her akşam yemeğinden sonra yurt önünde sigara içerken toplanıldığında "ne yapıyoruz beyler?" diye diğerlerinin ağzını yoklayanlardır, şüphesiz ki onlar bizdendir. ya bir kahvehaneye gidilir ya bir cafeye ya da bir bara yeterince insan katılım yaparsa. yeterince insan katılım yapmazsa iki üç kişilik bir grup çıkar biraz turlayıp gene yorgun argın geri gelir yurda.
akşam çıkanlara naz yapan hevessizler: bu adamlar sürekli pijamayla dolaşan uyuşuklardır. standart cevapları "ne yapacağız oğlum oturun oturduğunuz yerde." cümlesidir. ellerinden gelse okula da gitmeyecekler akşama kadar yatağa çivileyecekler kendilerini.
saçı başı dağınıklar: bunların ne uyku düzeni vardır ne de başka bir düzeni. akşam yemeği saatinde bile gözleri şiş, saç baş dağınık halde gelirler yemekhaneye. kimileri laf sokar şakacı bir dille bunlara, kimileri de nasıl insan bu lan bakışı atar. ama kimseye zararları yoktur en azından, sessiz sakin uykuculardır.
gece uyumayanlar(sabah uyanamayanlar): yurda içki sokan mı dersin, projeksiyonla porno izleyen mi dersin, gece millete cins cins şakalar yapan mı dersin, gece salonlarda yüksek sesle muhabbet edenler mi dersin, yurda geç gelmeler mi dersin; nerede bir sorun var altından bunlar çıkar. ama adamlar eğlence düşkünü, kendilerince sorun yok, gayet en doğal hakları yaptıkları.
günde 25 saat yatanlar: bunları anlatacak pek cümle yok, yatakla sevgililer işte. ankara'da okurken üniversitedeki ilk senemdi, yurda kayıt olmak için gittiğimde önce odaları gezdiriyordu müdür. ilk odada bundan vardı bir tane, saat olmuş 16.00 adam boxerla yatıyor horul horul. liseyi yeni bitirdiğim için o saatte yatmalar çok garip gelmişti, "nereye düştüm lan ben?" demiştim kendi kendime. şimdi çok yadırgamasam da yine de o kadar yatılmaz arkadaş arada bir uyanın.
tv başından kalkmayanlar: ellerinde kumanda, televizyon başında öldürendir her akşamlarını bunlar. genelde ntv spor izlerler ama arada ünlü dizilere ve haberlere de yoğunlaşırlar.
sportifler: bunlar her hafta halı saha maçı yaparlar, arada basket maçları yaparlar. spor muhabbetlerini en güzel bunlarla yaparsınız, adamlar bilgili. aralarında kazmalar da var tabi hatır gönül için oynayan, onlarla çok haşır neşir olmayın maç esnasında uzak durun.
her şeye itiraz eden körükçü: bu benim. nerede değişen ya da değişmeyen bir kural var itiraz edip milleti de galeyana getirirdim. normalde çok esnek fikirli ve neredeyse herkesle iyi anlaşan biriyimdir ama böyle kurallar altında yaşama konusu gelince cinsleşiyorum biraz.
+beyler akşam yemeği saati 18.00'dan 19.00'a alınmış.
-sikerim böyle işi ya, kim bekleyecek o kadar. 18.00'da başlatsınlar 20.00'a kadar versinler çok istiyolarsa geç vermek.
+beyler yılbaşı akşamı gece çıkmak yasakmış, gece çıkanları sabah yediden önce almayacaklarmış yurda.
-ne demek yasakmış amk, bu müdür de kendi kendine kural koyuyor, padişah sanki. ben çıkacağım, almazlarsa almasın ibneler.
+beyler bugün kahvaltı vermeyecekler, haydi dışarıda kahvaltı yapalım.
-vermek zorundalar nasıl vermiyorlar, ben müdürle konuşurum o ısmarlasın kahvaltı vermiyorsa.
...
adamları canından bezdirmişim şimdi düşündüm de, kovmakta da haklılar istifa etmekte de. ama bu başlardakine her zaman gıcık olmuşumdur ben, ne yapayım elimde değil. iyi yönetsin pezevenkler.
yurdun demirbaş öğrencisi: bu adam yurt kurulduğu gün yerleşmiş sanki, yıkılana kadar da kalacak gibi. yurdun her şeyini bilir, herkesi tanır hemen hemen, çevredeki güzel mekanları bilir. neşeli adamlardır genelde ama arada diğerlerine dayılık taslayan salaklar da çıkıyor.
ben bir aya kalmaz eve çıkacağımcılar: bu adamlar yurda uygun ev arkadaşı bulamadıkları için gelmişlerdir. zaten çoğunun ilk senesidir nereden bulsunlar. kimi kendilerini o yurda yerleştiren akrabasına sayıp söver kimi ailesine. hep bir aya kadar eve çıkacaklardır ama hiç çıkamazlar. ya bir ya da iki sene sonra eve çıkabileceklerdir anca. her gün yurt kurallarına küfrede küfrede geçirirler günlerini, eve çıkacakları zamana gün sayarlar. eve çıkınca her şey çok güzel olacak sanırlar gariplerim.
cemaat yurtları için biraz tahmin yürüteyim(yanlışım varsa affola).
ortama yeni düşen umutsuzlar: bu adamlar daha önce cemaat yüzü görmemiş ama bir hikmet düşmüşlerdir bu yurda. ne sesleri çıkar ne solukları, abiler ne derse kabullenirler ama arkasından dedikodu yapmayı da ihmal etmezler.
namaza kalkmaya itiraz eden cesur: uykusunda ne yaptığını bilmeyen insanlar da olabilir bunlar, bilerek ve isteyerek sayıp sövenler de. vardı bir arkadaşım böyle bir olayı anlatan, abisi sabah namaza kaldırmaya geldiğinde ana avrat sövdüğünü, abinin o günden sonra bir daha namaza kaldırmaya gelmediğini anlatır anlatır gülerdi.
yağcılar: bunlar her ortamda var zaten. abilere yağ çekerler, müdüre yağ çekerler, yemekhaneciye yağ çekerler, temizlikçiye yağ çekerler. çekebildikleri her şeye yağ çekerler.
abi gibi görünen abi: bu adam ortama yanlışlıkla girmiş ama sonradan abi olmuş adamdır. abi gibi görünür yurt içinde ama yurt dışına çıktığı zaman alemlere akar ehehe, sempatik bir karakter.
ortamda kamufle olmuş inanmayan: vardır kesinlikle böyleleri. abilere sürekli köşeye sıkıştırıcı sorular sormaya uğraşırlar, abiler de bazen apışıp kalır bazen cevaplayabilir. tatlı bir çekişme olduğu sürece sorun yok işte tartışsınlar.
vs. işte kısa keselim bu cemaat yurtlarını, bilmediğim şeyler hakkında pek konuşmayayım.
kız yurlarına geldik şimdi, uzmanlık alanım, uzun uzun anlatayım size. eheh, ne bileyim kız yurdunu onu da kız yurdunda kalanlar anlatsın. artık sevgilinize sarkan tiki kız mı var, sürekli dedikodu yapan kenafir gözlü kız mı var, alışveriş manyakları havalı şeyler mi var, herkesi kıskanan uyuz kız mı var, kavgacılar mı var, yüzünüze gülüp arkanızdan iş çevirenler mi var, rahat kızlar mı var, rahat kızlardan rahatsız olan kızlar mı var ne var bilmiyorum. kız yurdu burası, her şey olabilir.