evet, kendisine büyük vefasızlık yaptığımın farkındayım. bana verdiği onca şeye rağmen, benim onu öylece bırakmam çok kötü.
daha küçücük yaşta, dedemin kahvaltı sofralarında tanışmıştım onunla. ardı ardına sıralanan türk sanat müzikleri; ben seni unutmak için sevmedim, niçin baktın bana öyle, söyleyemem derdimi...
aklımdan çıkaramayacağım bir çok şarkıyı sayesinde öğrenmiştim.
bir keresinde; sicim gibi yağan yaz yağmurunun etkisiyle mis gibi kokan toprak kokusuna türküleriyle eşlik etmişti kendisi.
bir keresinde; çok sevdiğim bir şarkıyı, en ihtiyacım olan zamanda çalmıştı da ne mutlu olmuştum.
bir keresinde; beni kahkahalara boğmuştu, hem de en mutsuz anımda.
bazen ağlamamam gerektiğini bile bile ağlatmıştı beni. "ağla, için açılır" demek istemişti belkide.
hayatıma yol ettiğim bir sözü ilk onda duymuştum:
"her gün bir yerden göçmek ne iyi,
her gün bir yere konmak ne güzel,
bulanmadan donmadan akmak ne hoş.
dünle beraber gitti cancağızım; ne varsa düne ait,
bu gün yeni şeyler söylemek lazım."
çok fazla şey kattın bana. bambaşka bir dünya açtın önüme. söz, daha vefalı olacağım sana.